bugün

(bkz: öküz altında buzağı aramak)
vezir'e sakal, şah'a kavuk eklenerek kökünden halledilebilecek bir problem.
tam komedi bir tepkiye alet olmuş bu.

lan olm şaka mısınız be? yakında kalenin duvarlarına filan da mı takıcaz?

ha bu arada; 9. yy'da oynanan şey satranç oyununun bugün gördüğümüz hali değildir. hint orijinli "shatrani" isimli eski bir varyasyondur.

şu anda oynadığımız satranç 15. yy avrupasından evrimleşmiştir.

hatta wiki, oyunun gelişimi için "ispanya (16. yüzyıl), italya (16./17. yüzyıl), Fransa (18./19. yüzyıl), ingiltere (19. yüzyıl) ve Rusya (20. yüzyıl)" diyor.

ha bir de, o hıyartonun orjinal ismi "şah" değil "king", yani "kral" olmaktadır.

diğer bazı taşların orjinal ismi de vezir-queen(kraliçe), at-knight(şovalye), fil[ki kendisine "topçu" diyen türk satranç oyuncuları da gördüm]-bishop(piskopos) diye gider.

görüldüğü gibi, bahsedilen düzlemdeki hıristiyan kültürü, tarih ve mekanlar düşünüldüğünde tartışılamaz. bu da oyunun benliğidir zaten.

ama illa asimile edeceksek,

bence şah allah olsun.
(bkz: satrança santranç diyen insan)
satranç oyunu avrupada yasaklanmıştır. hatta oynayanlar cezalandırılıyormuş, müslüman oyunu oynuyor diye. onlar da bir mantık geliştirmişler, sonuçta satran ustaları oldukları için kafaları çalışmaktadır. şahın tepesine haç dikerler adına da papa derler. vezire de papaz derler. böylece oyun bir müslüman oyunu olarak kötülenmekten kurtulur ve satranç taşları din değiştirerek oynanılmaya devam ederler.
Simgelerle toplumları kontrol altına almak'a örnek bir durumdur.

satranç oyununda şahın tacındaki haç işaretini normal karşılayan gizli misyonerler şahın tacında ay yıldızı görmek istemez doğal haliyle.
şahı mat etmek için kullanılan en büyük kozdur. Hristiyanlara ölüm.
(bkz: ya ne olacağıdı)

sarıklısını istiyoruz efendim. feste olur. ya da şapka kanunu gereği güzel bir fötr.
http://www.erciyes.edu.tr/duyurular/fes_sapka.jpg
(bkz: oyun bitince şah ve piyon aynı kutuya atılır)

yani takmayın kafaya bu kadar kardeşim "yok şahın tepesinde artı varmış, eksi niye yokmuş, yok çarpı koyulsaymış dah mı iyi olurmuş, yok ortadan ikiye bölsek mi acaba?" diye...
bence her seyi dine bağlamamak gerekir onu biz hac işareti olduğu icin değil (#zeka )oyunu olduğu için oynuyoruz.
farklı kültürlerin satranç figürlerini kendi kültürlerine uydurma çabalarının örneğidir. mesela hıristiyan avrupalılar bizim fil dediğimiz taşa patrik, vezir dediğimiz taşa kraliçe, at dediğimiz taşa şövalye ismini koymuşlardır. oyunun figürlerine çok takılmanın anlamı olmamakla birlikte, türkiye'de yapılan satranç takımlarında şah figürünün tepesine haç koymak da sahiden pek de lüzumlu bir şey değildir. konmasa ve şah olduğu en uzun taş oluşu dışında gerek varsa daha başka bir figürle belli edilse daha makul olur.
''aslında bizler bir kukla sahnesindeyiz
ipler kaderin elinde kuklalarda biziz
çıkıyoruz sahneye birer ikişer
oyun bittiğinde sandıktayız hepimiz''

ömer hayyam
eğer bu oyunu oynayan bir imam ve bu imam bir alfa romeo aldıysa günahların en büyüğüdür.
(bkz: ambleminin anlamını bilmeden alfa romeo alan imam)
batının herşeyi sahiplenme güdüsünden kaynaklandığını düşündüğüm durumdur.
hipokrat'ın lokman hekim olduğu gerçeğinden de bunu rahatça görebiliyoruz.
bir bıçak alınıp ucunu kesmekle kurtulunabilecek şeydir. haç büyük t harfine döner .