bugün

türkiye`de elit tabakaya yaranmak için ticari havasından kurtulup sanat filmi kisvesi altında abuk sabuk film yapan yönetmenin hakettiği paye. bunların tek amacı seyircisi olmayan bir ülkenin sinema sektöründe adam yerine koyulma çabasıdır. amacım elbette ki zeki demirkubuz, ömer kavur, derviş zaim gibi adamlara bok atmak değil ama görünen köy kılavuz istemez.
sanat filminin ne sartlarda yapıldıgını bize gosterdigi icin volkan sutcuogluna tesekkur etmemiz gereken mevzu.
"sanat filmi" gibi abes bir terim kullandıktan sonra, yönetmenleri sırf gişeye oynamıyorlar, magandaları veya aptalca taklitleri yahut başka salaklıkları filmlerine taşımıyorlar diye eleştirmek yüzeyselliktir.

sinema bir sanat dalıdır, bundan hareketle sinema filmleri de sanat eserleridir. sadece aksiyon ve vahşetten oluşan klişe yığıntıları sinema filmi değil, kâr amaçlı yapımlardır. bu bağlamda, izleyicinin bir filme neden gittiği sorgulanabilir, birçok insan sinemayı rahatlama, yorgunluk atma yeri olarak görüyor o ayrı.

kimi filmlerin kolayca anlaşılır dilleri olur, kurguları basittir vesaire. bu işleri biraz çetrefilleştirmiş, işin aslını izleyiciye doğrudan sunmak yerine ona ipuçları bırakmayı tercih eden yönetmenin eserini abuk sabuk diye adlandırmak da insafsızlıktır. anlaşılmaz dili eleştirmek başka olur, hepsini aynı başlıkta toplayıp; abuk sabuk demek başka olur. herkesin bilinç düzeyi aynı derecede değil diye, tüm yönetmenler hababam sınıfı mı çeksin?

ayrıca entel olmak nedir ne değildir, cemil meriç'in mağaradakiler adlı eserini öneririm.