bugün

çocukluğumdan başlamışken devam edeyim dedim sözlük.
kırmadığım tabak, yamultmadığım oyuncak kalmazdı.
yürümekten çok yerde sürünüyor olmam da cabasıydı.
bir de mazo muydum neydim, kabuk tutmuş yaralarımı soyup, kolonyayla daha hijyenik olsun diye temizlemeye çalışırdım.
yere düşmekle ilgili en güzel tespitim de şudur:
en güzel elbise giyilir, annenin işyerine gidilir. herkes ayy ne kadar şeker olmuşsun vs. der.
tabii aradan yarım saat geçer ve pmbpntr yere düşer.
-anne işyerindeki arkadaşlarınla bi daha konuşmıcaaam.ühüü.
+aaa, niye? ne yaptılar onlar sana?
-nazarları değdi yere düştüm.
sakarım demiyor da...
not:altı yaşındaydım yahu.
(bkz: çocukluk işte)
(bkz: teteneklik)
misafirlere hazırlanan çayları tepside götürürken orada yıllardır var olan halıya takılıp pekmezi akıtmaktır.*

en efsanevi düşüş annenin uyarısına karşılık 'ben marula tutunuyom' cevabını dedikten saniyeler sonra olanıymış.
cam kırmak, kül tablası kırmak, vantilatörün ayağını kırmak, kocaman 2 metrelik aynayı kırmak.
(bkz: acı ama gerçek)
güncel Önemli Başlıklar