bugün

cogumuz cihan unal'in sinekkaydi halini bilmeyiz bile, surekli olarak piyanist santor sakaliyla oynar filmlerde. ulan insan hic mi rol icabi sakalini kesmez be. o degil, uzamiyor da bu meret, t sabit, v sabit, bu adamin sakali hep sabit. kucuklugum bu adamin sakaliyla gecti desem yalan olmaz. dusunun bu sakal beni boyle derinden etkilediyse, kim bilir siradan bir berberi nasil etkilemez.

dusunsenize orta halli bir berber salonunuz var, iyi kotu musteriler geliyor, para kazaniyorsunuz. gunleriniz, musterilerle yaptiginiz siyaset ve futbol muhabbetleriyle gelip geciyor. iste bir anda, kapi aciliyor, iceri cihan unal giriyor. heyecanlaniyorsunuz. hemen kendisine cay ikram edip, gunun gazetelerini onune sererek, "abi birazdan seni alicam" diyorsunuz. aradan 10-15dk geciyor, cihan unal berber koltuguna geliyor. ve o an, sihirli kelimeler dudaklarinizdan dokulmeye basliyor, sac mi sakal mi? icinizden sakal diyecegini hayal bile etmiyorsunuz, size soyle goz suzerek, kararli bir ifadeyle sakal diyor. aman allahim o da nesi, bir anda sokak karnaval alanina donuyor, sarkilar turkuler, dansci kizlar, palyacolar... ortam ana baba gunu kimi ararsan orda, tum dunya nefesini tutmus bir sekilde size bakiyor, bakiyor dediysem ne kadar onemli haber ajansi varsa, bbc, reuters, aa, ihlas(!)... hepsinin muhabirleri dukkana dolusmus, cnn alt yazi geciyor, birazdan cihan unal'in yuzundeki sis perdesi aralanacak diye, tabi ingilizce yaziyor ama sen bunu ortama bakinca anlayabiliyorsun. tam sol elini cihan unal'in kafaya koyup sag elinle usturayi kalidirip, geri yaslan diyorsun ki, meger hepsi ruyaymis.

ne kadar uzucu degil mi, ama olsun, o bir anlik heyecan da yeter. kisacasi bu berber, o gunu mutlu gecirecek insandir.