bugün

Princeton Üniversitesi tarafından Fahri Profesör ünvanı verilen ve aynı üniversitede öğretim üyesi olan bir akademisyen. uzun yıllardır uluslararası politika, özellikle de Ortadoğu konusunda çalışıyor ve yazıyor. dilimize çevrilmiş birkaç kitabı da mevcut. gündeme gelişi iki hafta önce zaman gazetesi'nde yayımlanan, güney osetya sorununa dair biri genel diğeri türkiye'nin durumunu da işin içine katan iki değerlendirme yazısıyla oldu. genel durumla ilgili yazısını şöyle sonlandırmış:
''hem Moskova'nın hem de Washington'ın, süper güçler olarak birbirlerinin temel çıkarlarına saygı göstermesi, Berlin Duvarı'nın yıkılmasından beri ilk defa olarak bu kadar hayati öneme sahip. Bölgesel ve emperyal jeopolitik arasındaki bu çatışmada tarafların karşı karşıya gelmesini engellemenin yolu yok ama diplomasi en azından, G.Osetya ve Gürcistan meselesinde olduğu gibi, tüm kartların ortaya dökülmesini engelleyebilir. Sonuçta, 21. yüzyılda barış ve adalet beklentisi, egemenlik haklarına saygıya ve jeopolitiğin reddedilmesine bağlı. Ama henüz orada değiliz. Ve bu gelişmeler, dünyanın yeniden jeopolitiğin en tehlikeli haline, uluslararası meselelerde güce güvenme mantığına doğru gitmekte olabileceğini gösteriyor.''
türkiye ile ilgili yorumunun da olduğu ikinci yazısının son bölümü ise şöyle:
''eğer ABD ikinci soğuk savaşı davet edecek şekilde sorumsuzca davranırsa, bu, Türkiye'nin, galibi olmayan bir jeopolitik çapraz ateşin arasında kalacağı bir yerde olduğu anlamına gelir. Türkiye'nin Boğazlardaki deniz trafiğini izleme rolü, özellikle, Montrö Sözleşmesi'ne taraf olmamasına rağmen, ABD'nin sözleşme hükümlerine göre davranmasına izin vermesinden dolayı, kaygı verici bir başka unsur haline geliyor. Erdoğan'ın Kafkas birliği yaratılmasına yönelik girişiminin ortalığı yatıştırıcı mı yoksa iyice kızıştırıcı etkisinin mi olacağını şimdiden öngörmek çok zor. Ama genel durum bir sürü diplomatik tuzak barındırıyor ve çok büyük özen ve dikkat gerektiriyor.''
elhak hakkaniyetli yahudi bir profesördür. filistin(mazlum) yanlısıdır.