bugün

en basit sebebiyle bu topraklarda iç dinamikle köklü bir değişim olmayacağı içindir.

tarihinde yok çünkü...

bu topraklarda köklü değişim ancak dış dayatma ile olur. Cumhuriyet'i getiren olaylara bakın, meşrutiyet'i dayatan hadiselere bakın, hatta osmanlı'ya ve evveline komple göz gezdirin: dıştan bir dayatma olmazsa hiçbir kesim dönen tekere çomak sokmaz; memnun olduklarından değil, sosyo-kültürel ve bir o kadar da siyasi gelenek böyle.

bu referandum "köklü bir değişim" sayılır mı? kurumlar ve kuvvetler ile oynadığı için öyle sayılır. "hayır"cıların itirazları belirlemiyor bunu sadece, bugün "evet" propagandası yapanlar da bunun böyle olduğunu pekala biliyor, sadece şimdilik itiraf etmiyorlar. ancak yumurta kapıya dayanınca, yani iş ciddiye binince alenen kabul etmek zorunda kalacaklar.

bu iddiaya başka bir itiraz da "dış dayatma var zaten" diyerek gelebilir. ancak "dış dayatma" denen hadise hava durumu kadar katı bir gerçektir; yani yorumla değişmez. sen karlı bir havada ne kadar da "dışarısı günlük güneşlik" diye telkinde bulunsan gerçek ortadadır. şimdi birileri her ne kadar "cia peşimizde" ya da "tüm dünya bizi yıkmaya ve bölmeye çalışıyor" diye malını satmaya çalışsa da işin aslı ortada kendisini "dayatan" veya "zorlayan" sıradışı bir baskı ve kıyamet yok. üstelik güney hududunda devam eden hadiselere rağmen yok.

doğrudur, birçok insan sınırlarının ve sinirlerinin zorlandığını hissediyor olabilir. ancak bir yapı olarak "türkiye cumhuriyeti" denen kurum dünya standartlarına göre, içerde yaşayanlar ne hissederse hissetsin hala "normal" bir düzlemdedir ve şu an bu normalliğe açık bir tehdit yoktur. içten içe ya da kapalı kapılar ardında yapılması muhtemel oyunlardan bahsetmiyorum, bu tip hadiseler hemen her ülke için bir derecede var; ancak kimsenin bir çıkarına dokunmadığı, hiçbir uluslararası plana ayak bağı olmadığı ve acayip yeraltı zenginlikleri keşfedilmediği sürece dünya rejimi türkiye'yi ellemez, vaziyet an itibari ile ve yakın gelecek için budur.

peki iç dinamiklerin, yani "evet" ile herşeyi hallaç pamuğu gibi atma iddiasında olanların böyle bir maceraya girebilme becerisi var mı? yani dünyaya rağmen? zannetmiyorum.

peki "evet" çıkmayacak demek "hayır" çıkacak anlamına mı geliyor? otomatik olarak değil: belki bu referandum hiç yapılmayacak, belki "hayır" çıkartarak yapay bir uzlaşı ya da durulma yaratılacak. ben buna sadece "erteleme" diyorum, çünkü sıradan vatandaş malesef o "hayır"ın bir hayrını göremeyecek. bu ihtimaller bile "evet" ihtimalinden kuvvetli. "halkın gücü ve sesi" ile bir alakası yok bunun; bu kadar zaman halkın iradesi çok mu iplendi ya da etkili oldu sanki? mesele daha derin, halka bırakılamayacak kadar derin...

özetle "evet" çıkmaz, çünkü iç dinamiklerin bu ülkede bildiği ve becerebildiği tek bir gerçek rejim vardır, onun adı da:

(bkz: çözümsüzlük çözümdür)

sen toplum olarak bunun aksini yaratana kadar bu diyarın acı gerçekliği budur.