bugün

patronun güzel, alımlı, sarışın, 1.70 boyunda, mini etekli sekreterini eve bırakma eylemidir. bırakacağız inşallah bu akşam ilk kez bakalım...

henüz yeni çalışmaya başladığım iş yerinde dikkatimi ilk o çekti. gel zaman git zaman kısa süre içinde bakışmalar falan başladı... derken dün akşam işten çıktıktan sonra yolda gördüm, gülümsedi selam verdi ve geçti.

bu gazla bu öğlen yemek yedikten sonra gittim yanına;

-kolay gelsin.
+teşekkür ederim. nasılsın?
-iyiyim. sen nasılsın? alıştın mı biraz?
+yavaş yavaş... aynı mahallede mi oturuyoruz?
-bilmem? benim evim top sahasının üzerinde hemen...
+benim de lisenin yanında?! aynı yer sayılır. servisle mi gidip geliyorsun?
-evet maalesef...
+dün fark ettim zaten, ben yemeğimi yemişim dışarıda çayımı içiyorum, sen daha yeni gidiyordun eve...
-evet sorma... çok dolaşıyo servis.
+istersen ben bırakabilirim seni?
-olabilir ama sen erken çıkıyosun sanırım?
+işim bitince çıkıyorum işte ama sorun değil beklerim seni.
-ciddi misin?
+evet ne olacak yahu? sıkıntı yok hallederiz.
-çok sevinirim.
+o zaman akşam bekliyorum seni?
-tamam.
+görüşürüz...
-görüşürüz.

normalde 5'e kadar bile ofiste durmayan ben saat 6'ya geliyor hala salak salak takılıyorum burada! amk servisi 6'da kalkacakmış onu bile yeni öğreniyorum. karnım acıktı, canım sıkıldı... ulan bi gülün de dikeni olmasın be kardeşim! hayattan soğudum şerefsizim.
patrona sapur supur, bize yarabbi sukur durumudur.