bugün

Koridor tarafında olmak çok boktan. Sağına dönüp uyumak istesen yanındakinle yakın temast oluyorsun. Soluna dönmek istesen... Neyse buna argüman bulamadım ama o da hoş olmayan bir durum. Bitse de eve gitsek.
Gideceğiniz yer 2-3 saatlik mesafedeyse, özel araçla veya uçakla gitmeniz mümkün değilse tercih etme ihtimaliniz yüksek olan seyahat şeklidir.
Bugün Konya'nın uçşuz bucaksız ekin tarlalarını seyrederek seyahat ettim. Başta dondurma ikram edildi. Ardından su, ardından tekrar su... Çok fonksiyonlu televizyondan film izleyelim dedik ama her otobüste olduğu gibi burda da Yahşi Batı vardı. Her yanım tutuldu. Klima yoktu. Neyseki sadece 2 saatlik bir yolculuktu benimkisi. Allah 17, 18 saat yolculuk edenlerin yardımcısı olsun.
yanınıza oturan kişi yüzünden saç baş yolma noktasına gelebilirsiniz. mecbur değilseniz kullanmayınız otobüs falan.

ısrarla cam kenarı diye aldığınız yerinize oturup bir de kalkmamakta direten insanlar olabiliyor. ben cam kenarı istedim bana koridor vermişler yer değiştirsek olur mu desen kibarca kabul ederim bunu ama ısrarla 21 koridor 22 cam kenarı diye ağlayıp kendi kendine saçma sapan sayma sistemleri geliştirmen niye ablacım be.

evet hızımı alamadım bütün yol boyunca gerim gerim gerildim. tekrar görsem bir kaşık suda boğarım o derece gerildim.
Cok zevksiz birşey arkadaş. Ayaklarimi nereye koyacağımi bilemiyorum.
uzun yola çıktığınızda uyuyamayıp bir de üstüne yol tutarsa işkenceye dönüşür. yolculuktan sağ çıkamayacağınızı falan düşünmeye başlarsınız.
4-5 saatten fazlası kötüdür.
En son 6 ay önce ankaraya gitmek için binmiştim ,koltuk arkası tv'de doğru dürüst kanallar yok ama eskiye oranla daha iyi olduğu kesin
çevrenizde oturan biri cak cak sakız çiğnerse işkenceye dönüşür..
Top'lu taşıma araçlarında 'arkamdaki bana dayıyor mu lan' düşüncesi ile 'acaba önümdeki dayadıgımı düşünuyor mudur' düşüncesi ölümüne kapışır. Yok hayır bilader fakirlikten değil, trafikten.
sakız çiğneyenler olmasa güzel şey aslında..
Yol boyunca black dinlemek
(bkz: pearl jam).
hemen gecmesini hata hic olmamasini istedigim bir yolculuk..

offf kalabalik.
tek başıma yaptığım yolculuklarda sırtımın teriyle alacakaranlıkta hava yeni aydınlanır gün yeni doğarken hafif sisliyken uykudan yeni uyanmış gözlerimle kuytu hafif manzaralı bir yerde sigara yakıp o soğuğun terin ve uykudan uyanıp hiç bilmediğin bir yere bakmanın verdiği his başka duygular...
hep sevmişimdir...
havalandırmaların çalışmadığı, üşüyecekler diye camın da açılmadığı bir kış gününde seyahat ediyorsanız, hele bir de oturanların sayısı kadar da ayakta yolcu varsa ter kokusu, nefes kokusu, bezi değiştirilen bebenin kokusu, kusmuk kokusu duyuyorsanız o sonuncu fiili yapmamak için kendinizi çok sıkarsınız.
(bkz: allah başka dert vermesin)
türkiye'de abartılan hadise. amcam, teyzem (vatandaş) otobüse binmiş ve kulaklık yok diyelim. muavini neredeysse boğazlayacaklar. kulaklığın gelmediği her Saniye bir huzursuzluk, teknolojiden uzak kalmanın getirdiği iç çöküntüsü, oflamalar, puflamalar..

yahu teyzeciğim, amcacığım ben sizin tv1 de "ekran açılsın da habarları izleyek" dediğiniz yılları bilirim. ne ara bu Kadar konformist oldunuz. tamam otobüse para verdin ama o para esas yolculuk için. tv falan yan sanayi.
bilmiyorum Garip geldi. bu kadarı fazla. önce o montunu çıkar bir de mümkünse.
müzik dinleyerek ve yoldaki çizgileri sayarak en uzun yollar bile kısalır... keyiflidir.
insan ömrünü çürüten meret.

yanıma genelde yaşlı hanım teyzeler denk gelir ve hiç çekilmezler.

salak muavinler de cabası.
çoğunlukla sıkıntılı geçen bir yolculuktur. yanınızdaki insana göre değişebilir bazen. bazen koltukta daralmak bazen yanınızdaki insanın davranışları ruh halinize göre çekilmez bir yolculuk olabiliyor. gece saatlerinde yapılan yolculuk daha iyidir bunaltmaz uyku sorununuz yok ise daha iyi bir yolculuk çıkartırsınız.
tadına bir türlü doyamadığım yolculuk türüdür. dinlenecek müzikler önceden hazırlanır. eğer gidilecek olan yere de güzel bir sebep için gidiliyorsa harika olan yolculuk. kulaklık takılır ve yolun tadı çıkarılır.
Keyifle süren...
Biraz önce eskişehir i geçtik. Evleri, evlerin ışıklarını, arabaları seyrettim.
46 nerenin plakası?
Ya 23?
Hep unutuyorum. Saysam iki elin parmağını geçer mi?
Neyse. 11 ner... yok tamam yeter.
Kulaklığı unutmuşum yine. Oysa yolculuğun şanındandır müzik dinlemek. Rahatsız oluyorum şu otobüs kulaklığında. Kuzenim meraklı meraklı meraklı bakıyor. Yine ne yazıyorsun?
Okurum birazdan.
Şu şıkırtıları seviyorum, fısıldamaları da. Yarısı boş bardağı sevmiyorum ama.
Elime dökülen çayı da...
Kitap iyi gidiyor su gibi akıyor. Ama okurken bazen ihanet edilmiyor değil. Ara ara dışarıya bakıyorum.
Reklam veriyorum kendime. Saçmalım. Olsun.
Şu camdaki yansımalara bakıyorum.
Yau şu önde oturan kızı 1 diye kaydetmiş.
Tamam dikizlemiyorum *

Güzel gidendir.
eger önunde dingilin teki oturmuyorsa birde uzun yolsa superdir,tecrube konusuyor ist-hatay 4 yil az yol cekmedik .
Nereye gidersem gideyim (ev yolu hariç) her şekilde bitmek bilmeyen uzun yolları anlatır bana.
Kitap, müzik vs birçok şey eşlik eder kimimize. Bu nedenledir ki iyide geçer aslında. Ya da oyalanacak şeyleri olan insanlar için iyidir diyelim...

Gündüz yolculuğunda insanlar çok izlenesi olurlar bazen... ister otobüs içi ister dışarısı fark etmez bence. Fakat gece yolculuğunda ise hem görülmeyen kör karanlığa bakmak hem de hayallere dalmak gibisi yoktur.

Ama bana eninde sonunda o keyfi bozacak insanlar mutlaka denk gelir. Ya koltuğu ağzıma sokacak kadar münasebetsizce davranırlar ya kusan denk gelir ya da küçük bebeği olan bayanlar...

O yüzden otobüslerle uzun yolculuk yapmayı sevmem; fakat onlar herhalde beni çok seviyor olacak ki göçebe gibi yaşadığım için sürekli bir yerlere seyahat ediyorum.
Karşı cinslerle kesişmek için en ideal yolculuktur.
berbattır. uyumanız mümkün değildir. ayak kokulari ve bilumum kötü kokulardan parfümünüze sığınırsınız...