bugün

yakın geçmiş ve geleceğimizin vebası. Bunu seviyoruz çünki işimize geliyor. Farklı olma çabası aldı başını gidiyor. Bazılarımız Che'den etkilendi en kral komünist oldu, komünizmin ne demek olduğunu bilmeden. bazılarımız solcuyu oynadı kendini Deniz sanarak ama sadece ismini bilerek. bazılarımız ülkücü oldu Polat çıkınca piyasaya. kimimiz Atatürkçü oldu ampül yakarak. diğerlermiz Nobel uğrana Orhan pamukçu. Hani birde sosyal iletişim araçları çıktı ya başımıza. takip ediyorum mesela herkes Aziz Nesin okuyormuş meğer memlekette. Herkes atatürk hayranı sürekli paylaşılıyor fotoğraflar filan etrafta "Vatan, millet, sakarya!" diye tabi "Nutuk" kitabından bile haberdar olmayan gençler arasında. Simdilerde herkes ramiz dayı olmuş, "kardeş bi'sorun varsa halledelim" diyerek etrafta. Etki aldıntayız kimse kendi olmuyor, olamıyor. üretmek işimize gelmiyor araştırmak, öğrenmek doğrusu parada etmiyor hani. "Otantiklik illuzyonu" doğrusu altın çağında. Dönem dönem bazen düşünce bazen kılık kiyafet bazen konuşmamızda kuşatıyor kendi hayatımzı. Kendi hayatımızın esiri oluyor bedenimiz kanımca. Düzeni kuran değerler yok oluyor ahlak, aile, vataseverlik artık herşey gösterişte. Namuslu insan kavramı da kalmadı kimsede. bu sahte"otantiklik illuzyonu" soyut değerleri yıkıp geçti dostluk, paylaşım bunlarin yerini mistik aldatmacalar aldı simdilerde yoga, plates, astroloji...Entellektüel kültür pazarı parçalanmıyor artık yok olmak üzere. herkes popüler ideolejinin cisimlesmiş ürünlerini satın alma telaşı içinde. kuresel ısınma bir yana bu hayat-sız-lığın bir eleştiri olmalı ama oda yok."Varlık içinde yokluk" yaşıyoruz sahte otantizim yüzünden. Bedenimiz bir ideolojinin simgesi gibi duruyor ama ağzımız laf yapamıyor nedense, ruhumuz ise hepten bir nihilist.