bugün

estetik bir olgu olarak görüp, memleketimizde anlamını bilene rastlayamayan kılıç meraklılarının, gizemini ve dehasını polonya ordusundan öğrendiği eşsiz kabza tasarımıdır.
polonya ordusunu, osmanlı beslediği ve eğittiği için, süvari sınıfını ulusal bir simge olarak koruyan polonya ordusunda hala bu kılıçlar kullanılmaktadır.
türkiyeden giden bir büyüğümüz, polonya ordusunda subay olan bir şahısla birlikte, bu süvarileri izleme şansına erişir.
işte o an kılıcı aslında sallamadıklarını havada asılı tuttuklarını ve kılıcı çok ince bir hareketle hedefe yönelttiklerinde kılıcın sanki kendiliğinden döndüğünü farkeder ve şaşırır. anlamaz bir tavırla bu hareketi neden ve nasıl yaptıklarını sorar. subay, kabzayı göstererek, eğer bu kabza formu olmasa, son sürat giden bir süvari kılıcını sert bir şekilde, hedefe savurduğunda, hedefe değen kılıcın etkisi ile, süvarinin kolu da kırılırdı. işte bu kabza sayesinde, kılıcı hedefe, sert tutmadan, darbeden önce bırakırız, topuz ele yapışır ve elden gitmez der.
osmanlının tasarım dehası burada da hayret vericidir. savaş ar-ge si değilde nedir bu.