bugün

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Zonguldak Şubesi tarafından düzenlenen 'Çağdaş Cumhuriyeti Kuşatma Operasyonu Din istismarı' konulu panelde konuşan Prof. Dr. Şahin Filiz'in osmanlı'ya bakış açısıdır...

lakin unutmasın o mezbelelik olmasaydı kendisinin zongulkdağın bilmem ne ilçesinde o konuşmayı yapması için bir vize alması gerekecekti.
7.000.000 km2'ye hükmetmiş ecdada rağmen 700.000 km2'ye hakim olamayan sakat zihniyetin ürünü.
illa kafalarına (edit: tabii ki osmanlıya mezbelelik diyenlerin) çuval geçireceksin ki idrak etmeye başlasınlar.

açıklamalı edit: derdimiz ne kadar alana hükmettiğimiz değildir ya da osmanlı'nın tabiriyle "derdiğimiz kuru cihangirlik davası" değildir. ama kimin ne ile mücadele ettiği de bilinsin. işkembeden "mezbelelik" diye sallanmasın.
"bizim ulaştığımız yere onların tahayyülü yetmez" diyen sultan mehmed'in kemiklerini sızlatan durum.

tarih övünülecek bir şey değilmiş(miş). 23 nisan günü ya da 19 mayıs günü neyi kutluyoruz acaba? övünülecek şeyleri olanlar için tarih ile övünülür. insan tarihden bahsediyorsa önce tarih bilmeli. imparatorluklar ortaçağı diye bir çağ varsa bile işte onu sultan mehmed kapatmıştır. kapiş?
kast edilen mezbelelik gerileme döneminde merkezi otoritenin yıkılmasıyla devletin sadece saray içinde ve bazı siyasilerin hareketleriyle sınırlaması sonucu devletin halktan kopmasıysa doğrudur. osmanlı devleti devlet modeli olarak başarılı ancak ilerleyen yıllarda toprakların da genişliği nedeniyle merkezi otoritenin heryere ulaşamaması nedeniyle başarısız olmuştur.
trablus garbın işgali, balkan savaşları, 1. dünya savaşı , kurtuluş savaşı, 11 yılda 1 milyon civarında şehir verdik. askerin çoğu almanyadan mauser mermisi beklendiği için cephanesizlikten öldü. çünkü uyduruk bir mauyser mermisi üretilemiyordu. böyle bir devlet mezbelelik olmasa çökmez, ingiliz krallığı gibi 1000 yıldır ayakta olurdu.
kendi tarihine düşman kesilmiş neslin "tarih ile övünülmez" diye yumurtladıklarından sonra "23 nisan da tarihtir, neden övünüyorsun?" sorusuna, "23 nisan övüncümüz osmanlı ile alakasızdır" diyebilmesidir. açıkça söylesene, "tarih ile övünülür ama bizim sınırlarını belirlediğimiz tarihle".

Hepsini geçelim, sultan mehmed'in "ulaştığımız yer" sözüne "nereye gitmiş aya mı?" cevabı vermek de parlak zekaya(!) işaret etse gerektir. algı bu düzeyde olunca, türkçe "şişinmek" düzeyinde olunca hangisinin aptal tesellisi olduğu daha rahat anlaşılır umarım.

tarih nostaljisine kendini kaptıranlar sahte kuratırıcıların, resmi tarihin ve ideolojinin sınırlarından çıkamaz. (istiklâl harbine kurtuluş savaşı diyenler, hele hele bu savaşa "milli" diyenler hindistan müslümanlarından gelen parayı da "milli hindistan'dan" kabul ettiler sanırım. Savaştan nasıl çıktığımızı değil savaşa nasıl girdiğimizi araştıranlar nostaljik kuratıcılara değil ihanet içindeki ittihadçılara rastlar.) aptalca girilen bir savaştan son anda kurtulmaya "kurtuluş" demek de yerli cühelamıza has bir züğürt tesellisidir.