bugün

şimdi sözlükte kadın haklarını savunan erkek olarak anılmamak için bu tip başlıkları seyrelterek açmaya çalışıyorum fakat görüyorum ki gün geçtikçe bu konu artarak büyüyüyor. ekşi'de author yapardı böyle şeyleri 'kezban' karakteri vardı onun yarattığı o'nun üzerinden tüm kadınları hedef alan entryler girerdi. görüyorumki kendisi sözlük camialarında fink atanları baya etkilemiş olacak ki bu yönetim popülerliği hala azalmamış.

şimdi arkadaşlar bundan önce bu cümleyi belki binlerce kez duydunuz fakat tekrar edeyim de o cücük beyninize iyice yerleşsin. mecelle - ki binlerce yıl öncesinde kullanılırdı- der ki; sui misal misal değildir. türkçeleştirirsek ilkokul öğretmeninin sürekli söylediği gibi kötü örnek örnek değildir. şimdi biliyorum popüler kültür emrediyor ki zamanı geçmiş romanı bile okumak yersizdir. ama bu sözler dünyanın daha yaşanabilir bir yer olması için zamanın en iyi düşünürleri tarafından literatüre konmuştur. biraz kulak kabartmakta fayda olduğunu düşünüyorum.

hiç mi orospu yok bu dünyada diye sorabilirsin. elbette var! bedenini parayla satanından, iki sevgilinin delicesine sevişmesini basitleştirip her önüne gelenle yatanına kadar. var bunlar inkar etmiyorz fakat sapla samanı birbirinden ayırmak lazım. kim nedir ne değildir nasıl davranıyor ne yapıyor önce bunu iyi analiz etmek lazım sonra ister sevlir ister yerilir. böyle olmadığı zamanlarda akıl seviyesi direk mahalle kahvesi, vakit gazetesi moduna düşüyor. toplumsal gerçeklik haline dönüşüyor. baskı oluyor insanların üzerinde. ciddiyim.

şöyle bir örnek vereyim mesela. ev arkadaşlarımdan biri -yada ikisi mi demeliydim- sevgili bir çiftdi. kendilerine ait odaları kendilerine ait bir yaşamları vardı. nikahsız, düğünsüz, nişansız olmalarına rağmen birbirini delicesine seven evli çiflerden daha evliydiler. sevişirlerdi, sövüşürlerdi cart crut cok detaya inmiyim. bir diğer ev arkadaşım da günü birlik ot takılan, mahalle kültürüyle büyümüş bir holigandı. neyse sadete geleyim. varoş kültüründe eve kız atmak, yatmak, yemek, içmek, sıçmak meşrudur. hiç unutmuyorum kendisiyle aynı kültürden gelen bir kız durup dururken yanımızda 'yanıyorum' demiş, olay malum sonla evde sonuçlanmıştı. eğer herşeyi yaşamak istediğin bir dünya görüşüne sahipsen herşeyle karşılaşabiliyorsun. erkeğine gerçekten aşık olduğu için dünya kurallarını uygulayanı da cinsel güdülerini hayvanlarınkinden ayırmayı başaramamış aşşalıkları da görüyorsun bu dünyada.

diyeceğim o ki; olay aslında toplumsal baskı aslında bedenini sadece tatmin olmak, tatmin etmek için kullanan kadının, aslında aşk ile cinselliği yaşayan kadın yarattığı doğru karşı baskıyla aşşağıya itilmesi gerekirken olayın tam tersi istikamette gelişmesi ve sevdiğiyle sevişen her kadının aşşalık kadınlarla aynı yaftalara maruz kalmasıdır. bunları birbirinden ayıramayacak yanlış olanın doğru olanı bastırarak kendi safına çekmesine engel olabilecek yaşta ve zekada insanlar olduğumu düşünüyorum. siz de bu söylediklerimi bir düşünün isterseniz. öptüm, görüşürüz.