bugün

bir garip tüketicidir.

türkiye de yetiştirilen sebze-meyvelerin büyük bir kısmının organik olmamasından dolayı, tüketicinin "organik mi?" sorusuna aldığı cevap olan " abi bizde her ürün organik" cümlesi, tüketicinin bir bakıma elini mahkum etmektedir.

tohumundan tut, son evresine kadar yetiştirilen ürünler; tohum ıslahı, zararlılarla mücadele bilmem ne kisvesi altında doğallıktan uzaklaştırılmaktadır.

insanı hasta eden bakteri, virüs nasıl havada gezebiliyor ise bitkilerde de aynı sıkıntı vardır ve rüzgarlarla her yere taşınabilirler.

ister hastalık öncesi ister hastalık sonrası bitkilere bir çok ilaç verilmektedir.

-e onlarda ilaç kalıntısı kalmıyor ki?

diyenler olabildiği gibi, elin rusu, almanı bir çok ürünü geri postalıyor ve iç üretime sunuluyor bu ürünler.

ben bizzat ilaçsız domates yetiştirmeye çalıştım başaramadım. domatesler kızarmaya başladığından itibaren, 10 kök olan domatesten 5 kök kaldı. 2 ayrı amansız hastalığa yakalanmış güzel domateslerim. ilaçsız olmuyor. hastalıksız ve böceksiz ürünlere ilaçlama şart.

bir filmde geçen replik gibi;

böceklerin yemediklerini, biz neden yiyelim.