bugün
- anın görüntüsü17
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı36
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım10
- kekeme olan biri doktor olurmu8
- türkiyede çok abartılan arabalar16
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler19
- sözlük kızlarının don renkleri20
- kanınıza rengini verir misiniz15
- uzağı göremeyen insan8
- aristoteles'in orta yolu10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz12
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı19
- akrep burcu9
- bik bik moderatör olsun15
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- patiswiss14
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- boşuna yaşıyorum hissi18
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- ali erbaş11
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi9
- ellerim bos gonlum hos9
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği10
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
umudunu kaybetmemek...
Yine insanlar varsa etrafında hala birşeyleri yitirmemişsindir, şansın vardır. Ama bomboşsa ev, annen meyve kesip getirmemişse, babam yan odada televizyon izlemiyorsa, duvarlar sana bakıyorsa ve sen kahkahalarla gülümsüyorsan çizdiğinin resmidir. Ve bunun farkındaysan süzülüyorsa gözlerinden yaşlar kahkalarla birlikte, yalnızsın çok yalnızsın. Bir arayanın yoksa, mesaj atanın dahi yoksa gülümse. Gülümsemek. herşeye rağmen umutla. Tadını çıkar yalnızlığın, o bile güzeldir kimi zaman aranır kalabalıklar arasında bulamazsın. Çıldırtır sahte gülücükler, bilirsin ki herkes senin gibidir.
aslında gülmek değil, gülümsemek. tam olarak gülümsemek değil. daha çok gülümsemeye çalışmak.
dehaların yaşadığı bi gerginlik bu sanki. büyük adamlar, büyük madamlar hep yalnız... bu konu çok işlendi sinemada, tiyatroda. dahiler yalnız, tarihe mal olmuş kişiler yalnız, büyük ressamlar yalnız. şairler hep yalnız. devlet adamları yapayalnız...
bunların hepsini anlarım. anladım. anlattılar. gözüme gözüme soktular. anladım. ama anlamadığım bir şey var. tek şey var. kendime anlatmaya çalışıp anlamadığım. ben niye yalnızım? ben ne bir deha, ne bir şair, ne bir ressam ne de bi devlet adamıyım. kafam çok çalışmaz. hatta ortalama bir insandan daha az çalışır. beni yalnız kılan ne o zaman?
sürekli yanlış zamanlarda yanlış yerde olmak ve yanlış insanlarla tanışmak mı? belki...
yalnzlık bir seçim mi yoksa bir mecburiyet mi? benim için bir seçim... ya da herkes için olduğu gibi benim için de zorunlu bi durum bu. ama kabullenemediğim için kendi seçimimmiş gibi davranmayı tercih ediyorum. etrafıma sadece benim görebileceğim bir çember çiziyorum. gözlerimle çiziyorum. o daireye hiçkimsenin girmesine izin vermiyorum. böylece yalnızlığımı garanti altına alıyorum. insanlara sadece "haklısın, doğrudur, evet" diyorum. ve yalandan gülümsüyorum ağzımdan bunlar dökülürken.
şimdi söyle sen babana güveniyor musun? ben güvenmiyorum... ama gerçekten güvenmiyorum. aç gözlerini artık. bu bir deyim değil. gerçeğin ta kendisi. eğer güvenirsem babama ya da herhangi birine, onu çembere yaklaştırmış olurum. bu da hiç hoş değil. yalnızlığım tehdit algılıyor. tehdit algılaması çemberi refleks olarak genişletiyor. daha da yalnızlaşıyorum.
bir sürü insan... gerçekten sürü gibiler. ben mi yalnızım sadece? yalnızlıkta bile yalnızım. benden başka kimse yalnız değil mi? kalabalık kafamı meşgul ediyor. diğerlerinin kafalarını da. durup düşünseler onlar da anlayacaklar. onlar da yalnız. gerçekten kaçıyorlar. kendileri gibi kaçak dövüşen insanların arasına girip sahte bir tebessüm yerleştiriyorlar yüzlerine. kalabalıklar içinde bir sürü, her biri birbirinden yalnız insan... yalnız olduklarının farkında olmayan birer kişilik, kendilerinin askeri, yine kendilerinin komutanı oldukları bir ordu... yalnızlar ordusu. tek kişilik ordular. hınca hınç sarmışlar. kaçıyorlar. bozguna uğramamışlar. iyi ki de öyle.
kıyamet ne zaman kopacak peki? herkes bunu en az bir kere sordu kendine. sormayanlar hala kaçanlar. kehanetler tutmuyor. teoriler boşa çıkıyor. peki sahiden ne zaman kopacak bu kıyamet? cevabı ben biliyorum. ben bozguna uğradığım için biiyorum. kainattaki bütün insanların yalnız olduklarını anladıkları gün kıyamet kopacak. çünkü o gün kaçamayacaklar. hiçbiri yalandan da olsa tebessüm edemeyecek.
sonsuzluğu düşün. evrenin genişliğini. yine sonsuzluğu düşün. ne kadar yalnız olduğunu kavra. kaçmaya devam et. ve yine de gülümse. her şeye rağmen gülümse. sahte de olsa gülümse. yoksa kıyamet kopacak!
dehaların yaşadığı bi gerginlik bu sanki. büyük adamlar, büyük madamlar hep yalnız... bu konu çok işlendi sinemada, tiyatroda. dahiler yalnız, tarihe mal olmuş kişiler yalnız, büyük ressamlar yalnız. şairler hep yalnız. devlet adamları yapayalnız...
bunların hepsini anlarım. anladım. anlattılar. gözüme gözüme soktular. anladım. ama anlamadığım bir şey var. tek şey var. kendime anlatmaya çalışıp anlamadığım. ben niye yalnızım? ben ne bir deha, ne bir şair, ne bir ressam ne de bi devlet adamıyım. kafam çok çalışmaz. hatta ortalama bir insandan daha az çalışır. beni yalnız kılan ne o zaman?
sürekli yanlış zamanlarda yanlış yerde olmak ve yanlış insanlarla tanışmak mı? belki...
yalnzlık bir seçim mi yoksa bir mecburiyet mi? benim için bir seçim... ya da herkes için olduğu gibi benim için de zorunlu bi durum bu. ama kabullenemediğim için kendi seçimimmiş gibi davranmayı tercih ediyorum. etrafıma sadece benim görebileceğim bir çember çiziyorum. gözlerimle çiziyorum. o daireye hiçkimsenin girmesine izin vermiyorum. böylece yalnızlığımı garanti altına alıyorum. insanlara sadece "haklısın, doğrudur, evet" diyorum. ve yalandan gülümsüyorum ağzımdan bunlar dökülürken.
şimdi söyle sen babana güveniyor musun? ben güvenmiyorum... ama gerçekten güvenmiyorum. aç gözlerini artık. bu bir deyim değil. gerçeğin ta kendisi. eğer güvenirsem babama ya da herhangi birine, onu çembere yaklaştırmış olurum. bu da hiç hoş değil. yalnızlığım tehdit algılıyor. tehdit algılaması çemberi refleks olarak genişletiyor. daha da yalnızlaşıyorum.
bir sürü insan... gerçekten sürü gibiler. ben mi yalnızım sadece? yalnızlıkta bile yalnızım. benden başka kimse yalnız değil mi? kalabalık kafamı meşgul ediyor. diğerlerinin kafalarını da. durup düşünseler onlar da anlayacaklar. onlar da yalnız. gerçekten kaçıyorlar. kendileri gibi kaçak dövüşen insanların arasına girip sahte bir tebessüm yerleştiriyorlar yüzlerine. kalabalıklar içinde bir sürü, her biri birbirinden yalnız insan... yalnız olduklarının farkında olmayan birer kişilik, kendilerinin askeri, yine kendilerinin komutanı oldukları bir ordu... yalnızlar ordusu. tek kişilik ordular. hınca hınç sarmışlar. kaçıyorlar. bozguna uğramamışlar. iyi ki de öyle.
kıyamet ne zaman kopacak peki? herkes bunu en az bir kere sordu kendine. sormayanlar hala kaçanlar. kehanetler tutmuyor. teoriler boşa çıkıyor. peki sahiden ne zaman kopacak bu kıyamet? cevabı ben biliyorum. ben bozguna uğradığım için biiyorum. kainattaki bütün insanların yalnız olduklarını anladıkları gün kıyamet kopacak. çünkü o gün kaçamayacaklar. hiçbiri yalandan da olsa tebessüm edemeyecek.
sonsuzluğu düşün. evrenin genişliğini. yine sonsuzluğu düşün. ne kadar yalnız olduğunu kavra. kaçmaya devam et. ve yine de gülümse. her şeye rağmen gülümse. sahte de olsa gülümse. yoksa kıyamet kopacak!
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar