bugün

bilerek ve isteyerek kızdırılan kişinin gidişinin ardından söylenir.

o, size kızıp gidince hızla ilerlediğiniz hayatınızda bütün umursamazlığınıza karşın ani bir frenle durursunuz. ve ben ne yaptım yine diye düşünürsünüz. aslında düşünmenize hiç lüzum yoktur çünkü ne yaptığınızın gayet farkındasınızdır. iyi de bunca farkındalığa rağmen niçin bunları yapıp onun gidişine sebep olmaktasınızdır bilinmez. o gidince duyduğunuz acıyı yüreğinizin her zerresinde hissedeceğinizi bile bile onun gitmesi için her türlü şeyi yaparsınız.

bu nasıl bir akıl hastalığıdır anlayamazsınız. madem o gidince böyle sızlayan bir yüreğin var iyi de neden o zaman o varken dönüp ona bakmıyorsun diye kendinizi sorgularsınız.

gidince mi kıymetlenir herkes yoksa siz mi gideni kıymetlendirirsiniz bilemezsiniz.

o, şimdi gelse siz yine aynı olmayacakları yapacak ve onu yine göndereceksiniz. kendini bırakmışlık değil de bu bir çeşit akıl almaz saçmalıklar bütünüdür. siz akıl almaz derecede saçmalarken aslında onun gitmesini arzularsınız...bu da kendi içinde ilginç ve anlaşılmaz bir arzudur zaten. üstünde durmazsınız bu arzunuzun.

sevmek de gitmek gibidir sanırım gelince biter gidince gelir. hiç aynı anda ve aynı duyguda birleşmez.

her şeyden çok kırılan kalplere üzülürsünüz. kimseyi üzmek istemeyip de sizden çok bu işi yapan belki de yoktur. iyi olmak istersiniz ama kırdıklarınız yüzünden kötü olarak kalırsınız.

madem yere atıp kıracağım belli o zaman hiç dokunmasam dersiniz ama bunu da başaramazsınız. çünkü kırılmak isteyen onu kıracak olan kişiden bir türlü kaçamaz...