bugün

insanı yıpratan çekincedir.

gençliğim endişe ederek geçti. yapmak istediğim her şeyden bir adım geride durdum. işte maalesef bunlardan biri de müzik festivalleriydi.

eğlenen, mutlu gençler gördüm hep müzik festivallerinde. giden arkadaşlarım günlerce anlattı durdu.

ismi ibrahim olan bir barzonun "olm melis diye bir kızla tanıştık sabaha kadar çadırda devirmediğim yeri kalmadı" şeklindeki ifadelerini dinlemek nasıl bir şeydir bilir misiniz?

açıkça yandığınız ama konuşmaktan çekindiğiniz bir tubanın, "keşke gelseydin. seni çok aradım" demesi?

peki en yakın arkadaşınızın en sevdiğiniz grubun canlı performansını kaydedip size göndermesi.. (ses kaydını da açamadım. virüs falan vardır neme lazım)

gidemedim. her yere işiyorlar. çok fazla kalabalık.

ya umumi tuvalette mikrop kaparsam? ya elimde tuttuğum bira bardağını iri yarı biri alıp bir yudum içer ve sonra geri verip devam etmemi isterse? ya tanımadığım bir kız gelip "çok sarhoşum beni öpsene" derse? sarhoş olan erkekler omuz atıp ağzımı burnumu kırarlarsa? ya taşkınlık yapan insanlar bira şişelerini kırmışsa ve ben de üstüne basıp ayağımı yararsam? sabaha karşı ottan kafası bir dünya olan bir kız memelerini açıp bana doğru koşarsa?

yazarken bile endişe duydum. zarar görmek istemiyorum, canım yansın istemiyorum. allah korusun. (allah'ın "a"sı büyük. durduk yere künaha girmeyelim şimdi.)
(bkz: başlık entry nick uyumu)