bugün

mutluluk diye adlandırdığımız her şey bir kandırmacadan ibarettir. bütün iyi şeylerin sonu mutsuzluktur; insan kendini fazla kaptırmamalıdır. yediğimiz yemeğinde, sevdiğimiz bir insanında bir sonu vardır. dünyada zevk veren her şey bizle dalgasını geçmektedir. mutlu olan insan vardır, ama onlarda kendilerini kandıranlardır, hiç düşünmeyenlerdir. kesinlikle ebedi mutluluk diye birşey olamaz. mutsuzluğu hayatlarında yok sayan insanlar; mutlu gibi gözükmek, neşe saçmak için kendilerini zorlarlar ve bunu başarırlarda... oysa içlerinde mutsuzluk tohumu hala vardır, er geç çıkmaya hazırdır, ne kadar itelesende sonunda çıkacaktır meydana.
(bkz: lütfen vodka olmasın)
(bkz: mutlu aşk yoktur)
Bütün duygu, tutum ve davranışlarımızın temelinde hormonal sebepler yatıyor aslında. Mutluluk dediğimiz hülyaya dalmamızı sağlayan da bir hormondan başkası değil. Tabi bu durumda mutluluk sadece bir isim olarak yer ediyor aslında hayatımızda. Yani Mutluluk kavramı fizyolojik bir durumu tasvir ediyor. Yani aslında mutluluk diye bir şey vardır...
(bkz: sözlük yazarları depresyonda)
bazılarının efsun, hayal, uydurma, kandırma dedikleri din ne için var sanılmaktadır. hangi akla hizmet ilkel çağlarda dahi insanlar ölülerini mumyalamışlar, çoklu veya tekli mutlak bir varlığa inanmayı seçmişler. özünde hep ölümün yarattığı korku, tüketmenin yarattığı tramva ve kaybetmenin yarattığı histeri hali vardır. insan dünyada ne yaparsa yapsın ulaşamadığı mutluluğu, sahipliği ve sonsuzluğu yaradanında bulmuştur. her coğrafyada sabit olan tek kavram mutlak ve kudretli bir yaratıcı kavramıdır. kılık değiştirir, şekil değiştirir, çoğalır, doğayı taklit eder, söylemleri değişir ama özünde ifade ettiği arayış ve özlem değişmez. mutluluk vardır ve sonsuzdur. bu sadece inanç meselesidir. duyumun ve algının idrake hatta idrak ötesine geçmesi meselesidir. güvenden beslenir, mutlulukta inançta. bir tek insana güvenebilmekle başlar mutluluk, anneye olan güven duygusuylada tüm insanlığa aslında hazır vaziyette sunulmuştur. sizinle birlikte paket halinde taşıtılır size bu güven, sonra üstüne koymaya başlarsınız, babaya, dedeye, arkadaşa, dosta, fikirlere, eylemlere ve en sonunda kendine güvenle gelişme aşamasına ulaşır. inanmaktır yapılması gereken ve inancına güvenmek. motivasyon bu güvenden gelir aslında. bu güven gelişiminin zirve noktası varlığının yokolmuyacağına güvendir aslında. işte ölüm anında dahi mutlu olmanın motivasyonu bu katıksız güven duygusudur. kendi varlığına ve varedene güven. en mutlu insanlar sanıldığının aksine çok parası olan, güçlü olan, sağlıklı olan, herşeyi olan insanlar değildir. aksine sadece güveni olan insanlardır. hiçbirşeyi yoktur ama yokluğu değil, sonunda elde edeceklerini düşünür ve güvenir. hastadır, ölecektir ama ölümü değil sonsuz olan varlığını düşünür ve güvenir. sonuç olarak da güven motivasyonlu inançları sayesinde mutlu olur her koşulda. denildiği gibi aslında geçici bir alemde varlık mücadelesi verdiğimizi herkes kabul ediyor. herkesin kabul etmediği ya da edemediği bu sanal yaşam sonucunda, sonu takiben ne olacağı. yokluğu seçen tıpkı seçimi gibi, herşeyde yokluk görüyor. varlığı seçen, tıpkı herşeyde olduğu gibi varlığı seçiyor. mutlu edende, mutsuz edende sanal olan dünya ve yaşam değil aslında güvenen ve güvenemeyen biziz. herşeyin temelinde inanç yatar. inandığınızda varolmaya başlarsınız. inancınızı yitirdiğinizde yokluğa koşarsınız.
mutluluk diye bir şey var. kendimede, beni var edenede, onun adaletinede güvenim sonsuz. güveniyorum çünkü bu güven içimi huzurla dolduruyor. güvenim zayıfladığı an omuzlarım çöküyor, hiçliğin, karanlığın gölgesi çöküyor omuzlarıma. güvenime ve inancıma tekrar sarıldığımda, beynime kan hücum ediyor, kalbim daha bir coşkuyla çarpıyor, karanlıklar dağılıveriyor, etraf ve ruhum aydınlanıyor, varolmanın dayanılmaz hafifliği sarıp sarmalıyor beni. mutlu oluyorum ve biliyorum ki benim mutluluğumla mutlu olan mutlak bir varlık var ve gideceğim yer onun mutlak mekanı. sonsuzluk ve mutluluğun tek adresi imandır. kendine ve yaradanına iman eden insanın mutsuz olması mümkün değildir. tüm insanlığın sonsuz mutluluğu görmesi ve huzuru, gerçeği bulacağına inanmak ve güvenmekte mutlu ediyor beni. ben güvenimle, yaradanımla ve yaradanımın verdiği huzurla mutluyum. size göre sanal, bana göre gerçek. sonuçta benim sizin sanal dediğinizden elde ettiğim mutluluk ve huzur tek gerçek olarak kalmıyor mu?
pollyannayı oynamak bir mesele oynamamak bir mesele demektir bazen...

(bkz: oynamak veya oynamamak işte bütün mesele bu!)
(bkz: mutluluğu bulamamak)
mutluluk bir anlık hazdır geçer. üzüntü ve keder hep sizinledir.
Eger sarhos degilseniz kesinlikle yoktur. Sarhos olduysaniz da bi muddet tadabilirsiniz bu mutluluk denen zikkimi. Sonra hemen bilincalti devreye giriveriyo "hayir sen mutlu olamazsin sikerim bak" diye