bugün

ünlü bir şarkıcı, ünlü bir paşa ya da ne bileyim ünlü bir köşe yazarı olmadığından dolayı cezaevine günde iki kez kullanmak zorunda kaldığı sara ilaçlarını sokamayan tutukludur. gerçi artık tutuklu değildir. yasadışı örgüt propagandası yapmaktan 10 ay ceza almasına rağmen 11. saatinde sara krizi geçirdiği ve ilaçlarını alamadığı için ölmüştür.

doktor raporu olmadan o ilaçları cezaevine sokamazmış. peki doktor raporu olmadan bu adamı nasıl gözaltına aldınız, mahkemeye çıkmadan önce muayeneden geçmedi mi geçmiyor mu? benim bildiğim bir insan gözaltına alınır alınmaz bir sağlık kuruluşundan sağlam olduğuna dair rapor alınması gerekiyor. vucudunun biryerlerinde darp var mı?, "bana işkence yaptılar" deme ihtimali var mı? ve benzeri düzenin zan altında kalmasını engelleyici bir rapor düzenlenmiyor mu? doktor "bir rahatsızlığın var mı" diye sormuyor mu? eğer yaşadışı örgüt propagandası yaparken tutuklanıp cezaevine girerken sormuyorsa, boktan bir trafik cezasını ödemediğim için gözaltına alınırken bana niye soruyor?

son söz yakınlarında;

.......... alıntı .............
yedi çocuk annesi ayten elelçi ise oğlunun ölüme terk edildiğini belirterek, "biz hiçbir zaman türk bayrağına ihanet etmedik. devletime güvenerek oğlumu teslim ettim. onlar bana cenazesini verdi. oğlum 5 yıldır bu hastalığı çekiyordu. sabah akşam ilaçlarını verirdim. hepsinden davacıyım. içimizde devlet karşıtı biri olsaydı babası devlet memuru, amcası polis olamazdı" dedi.

savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını kaydeden abdulkadir elelçi de; "kardeşim 03.00'te ölü bulundu. aynı gün 11.00'de cezaevine giderek adına para yatırdım. o saatte bile bana kardeşimin öldüğü söylenmedi. ziyaret için içeriye alındığımda ise bir jandarmanın başın sağ olsun demesiyle yıkıldım" diye konuştu. mersin cumhuriyet başsavcı vekili davut telli, elelçi'nin ölümüyle ilgili idari ve adli soruşturma başlatıldığını söyledi.(dha)

.......... alıntı .............