bugün

herkesin ayağa kalktığı ve ciddileştiği andır. ders sırasındaki muhabbet te biter an itibariyle. sürekli fısıltıların yükseldiği sınıftan çıt çıkmaz.
müdürü fark edemeyip 8 sıra ötedekine laf anlatmaya çalışan bazı kendini bilmez tipler olur ki sınıftaki ses aniden kesildiği anda bir tek onun sesi duyulur, sınıf kıkırdar bir an için o şahıs müdürün hedefi haline gelir. sonra müdür asıl konuya girer:

- o camı kim kırdıysa çıksın yoksa bu sınıftaki herkesi disipline gönderirim.*
(bkz: öğrencilerin yusuf yusuf ettiği anlar)
aslında bir bok ifade etmeyen bir an.. lan çok baskı uygulamışlar be abi düşünüyorumda.. ne var lan işte.. ne farkı var edebiyatçı mehmet hocadan.. ama öyle bir egoyla girerlerdiki bu herifler sınıfa.. o küçücük bünyeler içinde öyle tırstırma kaygısı güdüyorlardı ki.. ne var yani ilk okul talebesi giren müdüre ahmet bey dese.. he ne var sorarım.. ama işte bir baskı kuracakya.. ah ulan ah.. dönebilsem geriye kelebek etkisindeki eleman gibi.. harbi süper olurdu..
ders boştur eşşek kadar lise öğrencileri uzun eşşek oynuyordur. 8 kşilik takımlarla oynandığından en üstteki adamın kafası veya ayakkabısı tavana değmektedir. bu sırada müdür sınıfa girer. bir haykırma nidasını takiben 18 kişi üst üste yerde sürünüyor ve ayağa kalkmaya çalışıyordur. müdür bağırır çağırır hatta söver ve gider geride kalanlar.
3 patlak dudak.
2 çıkık parmak.
1 sıyrılmış diz kapağı.
ve en acısı hayaları dağılmış bir öğrenci.