bugün

insan önünde eğilen kişi elbette hümenisttir. zira kendisi reza2nın önünde eğilmiştir.
Bu olay bana uygurların budizme geçtiği dönemdeki öykülerini hatırlattı. O öykülerde en büyük amaç hayatını başkası için feda etmektir. mesela "aç pars" adlı öykü şöyledir:

3 kardeş ormanda felsefi sohbetler yaparak ilerlerken(bu sohbetlerde budizme ait bir çok şey vardır) bir pars ve yavrularıyla karşılaşırlar. Pars yeni yavrulamıştır ve yemek bulamayacak kadar da yaralıdır. Ne yapacağını bilemez halde takatsiz kalmıştır. Güç toplayıp yaşaması lazımdır ama çok zor hareket etmektedir. pars yavrularını yemeyi kafasına koyar çünkü yaşaması lazımdır. Bu parsı ve yavrularını izleyen üç kardeşten en büyük ve ortanca olan bu duruma bir şey yapmazlar en küçük olan kendini feda eder ve parsın önüne yatar. Pars küçüğü yer ve güçlenir...

Bu hikayeyi niye anlattım?.. Muammer Güler'in fedakarlığı için tabi ki(!)