bugün

aristoteles'in yoğurdu keşfetmesinden sonra insanlık yeni bir şey daha keşfedecekti ancak bu henüz meyveli yoğurt değildi.
Bir gün öğrencileriyle rakı balık yapan aristoteles'in canı yoğurt ister ve öğrencilerine rica ederek getirtir. Bir oturuşta çanaklar dolusu yoğurt yiyen aristoteles yine aynı iştahla yemeye başlamıştır. ikinci çanağı bitirdikten sonra yine o her zamanki derin bakışlarıyla öğrencilerini süzer ve üzerine yoğurt bulanmış sakallarının ardına gizlenmiş ağzından iki kelime çıkar "meyveli yoğurt!". Bu onun son kelimeleri olmuştur.

Olaydan sonra aristoteles'in öğrencileri 18 senelik bir felsefi tartışmaya girmişlerdir, bunun sebebi hiç şüphesiz aristoteles'in ölümüdür. Kimi öğrenciler aristoteles'in birileri tarafından zehirlendiğini savunur, kimileriyse platonun felsefesinden etkilenerek ruhunun son kullanım tarihinin geçtiğini savunur.

Ancak aristoteles'in gözde öğrencisi Theophrastus farklı düşünüyordur. Ona göre aristoteles'in ölümüne sebep olan şey yoğurttu. Bunu kanıtlamak amacıyla bir aracı yardımıyla eski karısı helarius'u da kandırarak atina agorasına herkesi toplar. Çanaklar dolusu yoğurt yemesine rağmen ölmeyen karısı Theophrastus'un canını sıkmaktadır. Stresliyken daha çok hormon salgılanmasından dolayı daha hızlı düşünen Theophrastus'un aklına balık gelir. Midesi dolmuş olan eski karısına zorla bulduğu balıkları yedirir. Helarius'un ağzından hiç kelime çıkmamıştır. Böylece insanlık yeni bir şey keşfetmiştir. Ancak bu daha başlangıçtır.

Olaydan sonra yoğurt yeme oranı düşmüştür. Yoğurt yeme oranı düştüğü için geçimini yoğurttan sağlayan akademi zor durumdadır.

Eski karısının ölümünden sonra büyük bir yükten kurtulan Theophrastus, kalan ömrünü aristoteles'in açtığı bu yolda ilerlemeye adar. Yoğurdu zehirli zanneden insanlara yoğurdun hiçte zehirli olmadığını, aksine çok yararlı bir şey olduğunu göstermek istemektedir. Yoğurdun sadece balık ile yendiğinde zehir etkisi yaptığını bir türlü anlamayan insanlar Theophrastus'u iyice dışlamışlardır. Artık filozof arkadaşları bile onu dinlememektedir.

Her şeye rağmen Theophrastus düşünmeye devam eder. Sonunda aklına hocasının son iki kelimesi gelir ve beyninde yankılanır "meyveli yoğurt!". Topladığı böğürtlenleri ezerek yoğurdun içine katar ve karıştırır. Tadına baktığındaysa olağanüstü bir lezzetle karşılaşır.

Yine bir gün atina agorasında insanları toplar ve "yoğurdun içerisine meyve katarsanız, yoğurdun zehrini yokeder!" diyerek bağırır. Bağırdıktan hemen sonra da bir çanak meyveli yoğurdu oracıkta bitirir.

Bu olaydan sonra yoğurt satışlarında patlama yaşanır. Akademi eski saygınlığına ve zenginliğine kavuşmuştur. insanlığa bu güzel katkılarından sonra Theophrastus, kendini yoğurda verir. Ömrünün son 2 yılında keşfettiğl bu eşsiz tada doyamadan bir zehirli hayvan tarafından ısırılarak öldürülmüştür.

Meyveli yoğurt ise asırlarca aynı lezzetle kuşaktan kuşağa aktarılmıştır.