bugün

maalesef toplumumuz hızlı bir ahlaki çöküntü içinde 96 avrupa şampiyonasında saffet sancaklı ile röportaj yapıyorlardı ingilterede aşıklar parkı diye adlandırılan bir park oradan görüntüler vardı.sevgililer öpüşüyor koklaşıyor vs. hemde orası aşıklar parkı sokak da değil yani sevgililer için yapılmış ona rağmen ,
o zaman o gün ekranda gördüklerimiz bize ne kadarda itici geliyordu ama maalesef bugün türkiye de sokaklarda düpe düz sevişiyorlar kimse sanane demesin, defolsun evinde kapalı yerde ne halt ederse etsin isterse grup yapsınlar bize ne Allah onlardan soracak cezasını ama sokakta onları gören küçük çocukların ruh halini düşünemiyorum .
insanı dumurdan dumura sokan bir başka durum ise şehitlikte metrobüse binmek için mezarlıktan geçiyorsun mezarlığın orada bile birbirlerini yiyen azgınlar var
ulan bari diriye saygınız yok ölüye saygınız olsun.
zevksiz insanlar. insan o kokuda, havasızlıkta, o kalabalıkta fingirdemekten ne anlar? gidin evinize, otele, hatta sokağa...estetikten uzak insanlar.
aslında öpüşüp koklaşıyorlardır, fakat sevişmenin s'sini bilmeyen kişiler onları sevişiyor sanabilir.
yerden alınan 14 cm çapındaki saf toprak taşını ele alıp yüz hizasına getirdikten ve kolumuzu germeden sırtımızın arkasında getirdikten sonra, ziyadesiyle çiftin yüzünün arasına atılıp kaçılmalıdır.

lan metrobüs girişiymiş. mezarlıkmış.

yapsana onu adana da kabasakal mezarlığı önündeki durakta. bak senin karıyla nasıl grup yapıyorlar..
kızın orasını burasını tutup, onu duvara sıkıştırıp,eller ile dört bir yandan kıza hucum etmek sevişmek değil öpüşmek ise doğru biz sevişmenin s ni bilmiyoruz .
bankamatik önünde sevişen sevgililerden daha bir topluma yakın ancak onlar kadar marjinal olmayan sevgililerdir.
(bkz: recm)
belli ki mekan sıkıntısından kaynaklı bir eylemi icra eden belli bir yaş aralığındaki sevgililerdir. kesinlikle yanlıştır diyemeyeceğim gibi kesinlikle doğrudur da diyemem. zira kimsenin bu sevgililere ''alın size ev, gelin haftada üç kez üçer postadan doya doya sevişin'' demediğini bilmek için kütüphanelerde sabahlamak gerekmiyor. öbür taraftan sahildeki kayalıklar arasında, ağaç diplerinde, kampüs içlerinde oldukça tenha ve oldukça kalabalık yerlerde bu işin bokunu çıkaranlarda yok değil.

hülasa burada en büyük görev bu sevgililerin mekan sahibi arkadaşlarına düşüyor sanki.
özel hayat diye birşeyin kalmaması durumudur.
bizde hbbia gitti sanıyorduk denilesi kavram.
özgürlük paradoksuna girebilecek binlerce örnekten sadece birisidir.