bugün

ülkemizin yıllardır her ağustos eylül aylarında içine düştüğü sorunun temel kavramlarıdır. bu yıl ise enteresan gelişmeler oldu. hükümet ile aynı masaya oturan sendika temsilcileri en düşük memur maaşının en az 1050 ytl olmasını istediler. hatta hükümete yakınlığı ile bilinen bir sendikanın yetmez 1470 ytl olsun demesi memurda" ula bunlar bir duyum alamsa konuşmaz böyle. herhalde pazarlıklarda 1000ytl den az olmayan bir ücret çıkacak" şeklinde düşünceler oluşmasına neden olmuştu. her yıl olduğu gibi pazarlıklar sonuçsuz kaldı ve uzlaştırma kurulunun kararı beklenmeye başlandı. ama benim demokratik ülkemde uzlaştırma kurulu denilen oluşumun aldığı kararı onaylayacak olan yine hükümetti. yani kadı ile davalık oluyorsunuz bir başka kadıya gidiyorsunuz ve çıkan kararın geçerli olup olmaması için sizin davalık olduğunuz kadının onayı gerekiyor. bu durumda hakkınızı alabilemniz için sizin karşınızdaki kadının

"evet ben bir halt yedim cezama razıyım"

demesi gerekiyor. ve hükümet %2+%2 ocak temmuz zamları önerisiyle gittiği uzlaştırma kurulundan karar bugün çıktı. uzlaştırma kurulu "düşük maaş alan memurlar için 6+6 önerdi. Buna göre düşük maaşlı memurların iki dönemde alacakları zam ile ücretlerinde yüzde 12'lik artış olacak.

Kurul, yüksek maaş alan memurlar için ise zam oranını 5+5 olarak önerdi. Ek ödeme almayan memurlara da 50+20 YTL iyileştirme yapılması yönünde görüş bildirildi. Uzlaştırma Kurulu, enflasyondan doğan farkın ödenmesini" istedi. şimdi gözler hükümette acaba bu kararı

"evet ben bir halt yedim cezama razıyım"

diyerek kabul edecek mi? elbette etmeyecek. zira konu ile ilgilenen sayın bakan mehmet ali şahin sendika pazarlıklarının son gününde

" Memurun yüzde 46'sının evi var" diyerek zaten amacını belli etmiştir. o evlerin %80'inin babadan kaldığını bilmiyor mu? biliyor. verdiği 700 ytl maaşla bir memurun ailesini giydirmesi, doyurması, barındırması,faturaları ödemesi, tatil yapması, ayda bir defa da olsa kitap alması veya sinemaya gitmesi sonra kalan o bir sürü parayla da kooperatif yoluyla veya banka kredisi kullanarak ev aldığını mı zannetmektedir sayın bakan.

yoksa sayın bakan "Memurun yüzde 46'sının evi var" mesajıyla memurun zengin olduğunu verdikleri paranın buna yetmeyeceğini yani memurun rüşvet ve benzeri ek gelir kaynaklarına mı sahip olduğunu düşünmektedir? benim memurum işini bilir diyen bir siyasetçiden sonra memur ikinci kez mi namussuz olmakla suçlanmakta, veya bu yola mı teşvik edilmektedir?

bu arada serbest çağrışım olarak bir haber geldi aklıma; milletvekillerimiz sanırım adı yeşil vadi olacak bir konut projesi başlatıyorlarmış. ankaranın göbeğinde gölet manzaralı, çocuk bahçeli, jakuzili, üstün güvenlikli, 250 metrekare alana sahip, kendi okulu ve marketleri olan bir konut projesiymiş. memur bu haberi de izledi, bakanın demeçlerinin de. sözü buraya getirmeyecektim ama evet tayyip bey sandıkta görüşürüz.
Hükümet ve memurlar, 2008 yılı maaş zammı pazarlığında uzlaşma sağlayamadı. Pazarlık, 5 YTL'de tıkandı. Memurlar, uzlaştırma kuruluna başvurmaya hazırlanıyor.
Hükümetle memurlar, önümüzdeki yıl memurlara 1''inci ve 2''nci 6 ayda yüzde 2''şer oranında zam verilmesi, zam ve enflasyon farkı oluşması halinde farkın yansıtılması, ilk ve 2''nci 6 ay için denge tazminatı verilmesi konularında anlaştılar.

Ancak taban aylığında hükümet 15 YTL''nin üzerine çıkmayınca memurlar da 20 YTL''lik taban aylığında diretince uzlaşma sağlanamadı. Konfederasyonlar, 3 gün içinde Uzlaştırma Kurulu'na başvuracak.
*