bugün

sosyal baskı olmasa , bütün insanlar okumak için kıçlarını yırtmasa , şu dünyada paranın değeri ve gereği olmasaydı kimsenin gidip de okuyacağını sanmıyorum. peki bir şey olma zorunluluğunu önümüze kim getirdi? biz mi yoksa bizi yaratan mı? başka türlüsü de var tabi... sadece yeni bir hayat birilerine muhtaç olmadığını gösterebilmek için de okunabilir. şöyle ki artık durduğunuz yerde olmamanız gerekir. neden biliyor musunuz çünkü sizin yaşınızdaki tüm insanlar üniversitededir. ve siz o yığınlarca insanın yaptığını yapmayınca direk olarak anormal oluyorsunuz. işte bundan nefret ediyorum. ve mecbur hissedip basıp gitmek kalıyor elinizde.
mecburiyetten istemediğin bölümü okumaktan çok çok iyidir.
dünyada ki herkes üniversiteye gitmiş olsa ve ben gitmesem herkes üstüme gelse kafama takmam umrumda da olmaz benim tek istediğim üniversiteye gidip yaşadığım yerden şehirden tanıdıklarımdan kurtulmam özgürlüğümü kazanmam.
çevre baskısı o kadar etkilidir ki bu bir süre sonra kişisel bir baskıya dönüşür. kişi üniversite okumak istemediği halde kendisini bunu yapmaya mecburmuş gibi görür ve üniversite okumazsa eksik bir insan olacağını düşünür işte böyledir bu aşşağılık toplumda yaşamak.
askerliği uzatmak için okunan okuldur. tek amaç askere geç gitmektir.
gözlemlerime göre üniversiteye koca bulmak için gelen bazı kızlarda rastlanan bir durumdur.
mecburiyetten ise genelde özel üniversiteler tercih edilir zaruri yapılması gereken işlerden kaçmak adına üniversiteye okunur.
baba ister, bitiremeyeceğini bile bile. gitsin görsün en azından o ortamın tatsın koklasın diye. kendisi görmüş geçirmiştir istanbullarda. ama çocuk mutsuzdur üniversitede ona iki üç sene yetmiştir fazlası zarar getirmeye başlamıştır vs vs vs.
"öyle hic calismak istemiyorum, ögrencilik iyidir be haci" diye düsünür bunu yapan kekolar.
sırf pasosu yanmasın diye tercih formundan seçilmiş bir açık öğretim bölümü ile birleşince anlam kazanan durum.
güncel Önemli Başlıklar