bugün

hindistan'da vahşi maymunları ağaçlardan toplayıp ehlileştirmek için bir yöntem uygulanırmış. ağaçların dallarında oradan oraya sıçrayan kıymetli maymunlara tuzak kurulurmuş. insanoğlunun hayvanlara kurduğu tuzakların enva-i çeşidini duymuşluğumuz var. ama bu bambaşka. ve hatta bu hikaye -izin verirseniz- günümüz insanlarının bildik hayatlarına da göndermelerle dolu, diyeceğim. belki de gönderme filan yok, neyse. olay şöyle: görevliler, maymunların sık sık uğradığı ağaçlara, sağlam ve yapma hindistancevizi yerleştiriyorlar. cevizlerin ucuna, maymunların ellerinin gireceği kadar delik açıyor, cevizlerin içlerini ise fındık fıstık dolduruyorlar. maymun geliyor. delikten elini sokuyor ve avucunu o fındık fıstıkla dolduruyor. fakat o da ne! el dolduktan sonra çıkmıyor geri. maymun, açık soktuğu elini boşaltmayı ise akıl edemiyor. yumruğunu açmayı düşünemiyor. içi dolu elini çeke çeke bir hal oluyor; ama bir hal olduğuyla kalıyor. bir avuç fıstık karşılığında yakayı ele veriyor. görevli gelip maymunu enseliyor ve "işlemlerini" başlatıyor.elleri dolu maymunlar, çipil çipil gözleriyle çaresizlik içinde çırpınıyorlar. kaşları -yeni durumun apansız vahametiyle- çatık, elem ve yeis içinde "pozisyonlarına" kilitlenip kalmışlar. durumun açmazına hemen uyanıp, yine de ellerini açmayanların sıra dışı fantezilerini bir yana bırakalım; ama durumun başından beri hiç farkında olmayanlara acımayı da ihmal etmeyelim. bilelim ki ipince ve upuzun hesap kitap içinde olanların elleri fıstıkla doldukça, esaretleri de kaçınılmazlaşmaktadır.
terör örgütlerinin insan avı da benzer şekildedir.