bugün

gün geçtikçe daha da anlaşılan önemdir.
marxı sevenlerimiz vardır ,sevmeyenlerimiz vardır. ancak dünya tarihine damga vurduğu ve hala bir çok teorisinin aşılamadığı da bir gerçektir.

konuyla ilgili geniş bir yazı olarak yener orkunoğlunun tespitleri paylaşılmaya değerdir.

Marx'ın önemi

Komünist Manifesto'nun 160. yıl dönemi nedeniyle çeşitli ülkelerde Marx'ın güncelliği konusu tartışılıyor. Marx'ın insanlık açısından önemini bir köşe yazısında yapılabilecek kadarıyla anlatmaya çalışacağım.

Marx'ın insanlık için önemi nereden gelir? Marx insanlığa ne kazandırdı?

Marx'ın önemini ve insanlığa kazandırdığını anlayabilmek için bir örnek vereceğim. Bilindiği gibi, mikroskop ve teleskop insanlık tarihinde çok önemli iki keşiftir.

Peki mikroskopun ve teleskopun önemi nereden gelir? Bu iki aracın keşfedilmiş olması, insanın gözlem alanını genişletmiştir. Bir başka deyişle, çıplak gözlerle göremediğimiz küçük (hücreler, bakteri vb) veya uzaktaki şeyler (planetler, yıldız sistemleri vb.) gözlem ve inceleme alanımıza dahil edilmişlerdir.

Mikroskopla araştırmalar yapan ingiliz Bilimcisi Robert Hook un 1665 yılında önemli bir keşifte bulunur: Hücre. Robert Hook, canlıların hücreli bir yapıya sahip olduğunu göstermiştir. Hücrenin keşfi, mikro-biyolojunun doğum anıdır.

Mikroskopun keşfi iki sonuç doğuruyordu: Birincisi, insan mikroskop sayesinde gözle görülemeyen şeyleri görme ve inceleme olanağına kavuştu; ikincisi, yine mikroskop sayesinde canlıların gözle görülen dünyalarının arkasında, hücrelere dayanan çok karmaşık bir yapısının olduğu açığa çıkıyordu. ilk hücrenin görülmesi sayesinde, bilim dünyası için daha geniş bir alanda inceleme alanları oluştu.

Daha sonra geliştirilen araçlarlarla hücrelerin de hareketlilik içinde oldukları anlaşılıyordu. Bilim alanlarının incelediği boyutlar küçüldükçe, bilim adamlarının karşısına canlılık konusunda çözülmesi gereken sorular ortaya çıkıyordu. Zaten Engels'de faktiyle açıklama bekleyen bazı sorunların (cansız maddededen canlı maddeye nasıl geçilmiştir?) çözülemediğine dikkat çekmişti. Nihayet bu soruna 1953 yılında bilimsel bir cevap bulunmuştur. ABD 'li bilimci L.S. Miller, cansız maddelerden canlı maddeler üretebilmeyi başararak, teolojinin son sığınaklarından birine son vermiştir.

Teleskop vasıtasıyla, gözlem alanımınızın dışında ve çok uzakta bulunun cisimler, gözlem ve inceleme alanımıza dahil etmiştir. Mikroskop ve teleskopun keşfine benzer keşifleri Marx toplum alanında yapmıştır. Marx, doğadaki, tarihdeki ve toplumdaki gelişmeleri gözlem alanımıza dahil ederek, doğanın, toplumun ve tarihin bilimsel açıdan açıklanabilmesini mümkün kılan bir YÖNTEM geliştirmiştir. Marx'ın önemi işte buradan kaynaklanır.

Kapitalist toplumu bilimsel açıdan inceleyen Marx'a göre kapitalist ekonominin hücresi metadır. Şöyle diyor Marx: 'Kapitalist üretim tarzının egemen olduğu toplumların zenginliği, 'muazzam bir meta birikimi' olarak kendini gösterir, bunun birimi tek bir metadır. Araştırmalarımızın, bu nedenle, metaın tahlili ile başlaması gerekir.'

Ancak, toplumsal bilim alanlarında, elimizde hazır mikroskop ve teleskoplar yok. Mikroskop ve teleskopun yerini soyutlama gücü alır. Kapital'in Önsöz'ünde şunları yazıyor: 'Organik bir bütün olarak bir cisim, bu cismin hücrelerinden daha kolay incelenir de ondan. Ayrıca, ekonomi biçimlerinin tahlilinde ne mikroskoptan yararlanılabilir, ne de kimyasal ayıraçlardan. Her ikisinin de yerini, soyutlama gücü almalıdır. Ancak, burjuva toplumda emek ürününün meta-biçimi --ya da metaın değer-biçimi-- ekonomik hücre-biçimidir. Bu biçimlerin tahlili, sığ bir gözlemciye, küçük ayrıntılar gibi gelebilir. Aslında da, küçük ayrıntılar üzerinde durulmaktadır, ama tıpkı mikroskobik anatomide yapıldığı gibi.'

Marx, metada kapitalizmin tüm özeliklerini ve çelişkilerini görüyor. Öte yandan Marx, 'insanın anatomisi maymunun anatomisinin anahtarıdır' diyordu. Çok söylenen, ama ne yazık ki içeriği çok anlaşılan bir cümledir.

Bu cümledeki düşünce ile kastedilen nedir?

Marx'a göre kapitalizmin özü, sermayedir. Burjuva toplumu, meta üretiminin en gelişmiş biçimidir. En gelişmiş toplum ise, hem daha önceki toplumların özelliklerini (feodal ilişkiler) barındırır, hem de geçmiş toplumları izah etmenin anahtarını bize sunar. Bir başka deyişle, en gelişkin olan şey, daha az gelişmiş olan şeylerin anlaşılmasının anahtarını verir. Dolayısıyla gelişkin yapılar, daha az gelişkin yapıları anlamamızı mümkün kılar. Bu düşünce toplumsal yapılara uygulandığında şu sonuca ulaşılır: Tarihi geriye doğru incelemek. 'Kapitalizmi anlamak kapitalizm önceki toplumların anlaşılmasını mümkün kılar.' Önreğin, toprak rantı, daha önceki dönemlerdeki haraç ve aşar gibi vergilerin anlaşılmasını mümkün kılar.

Burjuva toplumunu bilimsel açıdan inceleyen Marx, bulguları sayesinde tarihin açıklanması ve anlaşılmasını mümkün kıldı. Dolayısıyla tarih ve toplum biliminin keşifçisi Marx'dır.

Marx'a gelinceye kadar tarih, ya düşüncenin, ruhun veya dinlerin tarihi olarak, ya kronik bir tarih ya da imparator ve Kralların yaptıklarının tarihi olarak inceleniyordu. Tüm bu safsatalara son verdi Marx.
iktisat tarihi açısından önemlidir marx. özelde marx, genelde sistematiği hakkında yapılan değerlendirmelerde sadece anti-kapitalist olabildiği, yerine bir şey koyamadığı söylenir. ilk bakışta haksızlık gibi gelebilir, derinlemesine incelendiğinde kısmen haklı olunduğu görünür.

Engels'la 1848'te yazdıkları komünist parti manifestosunda ilginç anektodlar vardır. Aile yapısını tamamen kaldırmak istemeleri, kadınların ortaklaşalığı gibi bir takım kabul edilemez önermeler vardır. mesela bu konularda sapla samanı karıştırmış gibilerdir. bu açıdan bakıldığında hiç de toplum biliminin keşifçisi sayılmaz marx. mesela:

"günümüzde aile, burjuva ailesi, neye dayanıyor? sermayeye, özel kazanca. tam gelişmiş olarak yalnızca burjuvazi için var; ama proleterin ailesizliğe zorlanması ve kamusallaşmış fuhuş bütün lüyor onu. bu bütünleyicileri olmadı mı burjuva ailesi de olmaz kuşkusuz ve sermaye olmadı mı her ikisi de olmaz. ana babanın çocukları sömürmesini ortadan kaldırmak istiyoruz diye mi suçluyorsunuz bizi? bu büyük suçumuzu itiraf ediyoruz. ama ev içi eğitimin yerine toplumsal eğitimi getirerek en sıcak ilişkileri yok ettiğimizi söylüyorsunuz. peki....." (Karl Marx ve friederich engels, 1948 komünist parti manifestosu, Londra)

şimdi buradan hareketle ana baba çocukları sömürüyor diye aileyi ortadan kaldıralım diyorlar. bunun için de kadınların ortaklaşalığı meselesi gündeme geliyor haliyle. biraz sapla saman karışmış gibi. yok anlamamışsın, karışmamış diyen varsa kendi ailesine olan saygısını gözden geçirsin derim. toplum bilim nere, marx nere...

tabi ki marx bu değil. şimdiye kadar kapitalizmin en derli toplu eleştirisini görmek isteyen marx'ı muhakkak okumalıdır. ayrıca marx'ı ciddi olarak tahlil etmek isteyenlerin, cemil meriç'in deyimiyle "idrakimize giydirilen deli gömlekleri" olan izmlerden sıyrılarak, önce iktisat teorisi okumaları, sonra marx'ı okumaları, sonra 30 yaşından sonra tekrar okumaları tavsiye olunur. neticede tarihi metinlerdir bunlar ve tarihin akışını da ciddi manada etkilemişlerdir.

bugün ne yazık ki kapitalizm karşısında marx kadar güçlü kaleler oluşturacak kimseler yok. ve ne yazık ki o kalelerden geriye kalan 150 milyonu aşkın düşkün insan hayata tutunmaya çalışıyor.
ülkemizin %60'ında,bahsedildiği vakit başınıza bir hal gelecek,önem.