bugün

karl marx ve friederich engels'in 1848'de kaleme aldıkları komünist parti manifestosunda geçen bir mevzudur. özellikle şu satırlar önemlidir:

"burjuva ailesi kadınların ortaklaşalığıdır. komünistler de olsa olsa kadın ortaklaşalığının sahtece gizlisine karşılık resmi ve açık yüreklisini getirmek istedikleri iddiasıyla suçlanmış oluyorlar. kaldı ki, günümüz üretim ilişkilerinin ortadan kaldırılmasıyla ondan kaynaklanan kadın ortaklaşalığının da, yani resmi veya gayri resmi fuhuşun da yok olacağı kendiliğinden anlaşılmaktadır."

şimdilerde bu adamlara toplum biliminin keşifçisi diyorlar. bu hangi toplum, orasını ben anlayamadım. ama ne benim toplumum, ne de ben toplumdaki ahlaki zayıflığa karşı böyle bir öneriyi kabullenebilirim.
yorumlanması bu kadar zor olmayan bir komünist öngörüdür. manifestoyu tam olarak okumayan komünistler de tedirgin olmuş.

komünist manifestoyu 3-4 defa belirli aralıklarla okumuş birisi olarak anladığım şudur:

komünist manifesto, kadının kapitalist düzen tarafından sömürüldüğünü ve gizlice (fuhuş) ortaklaşa kullandığını tespit eder. (yazarın yorumu: tespiti yapanlar haklıdır)

komünist manifesto, bunun gizlice yapılması yerine açık ve yürekli biçimde yapılmasını "geçiş sürecinde" makul görmüş ve bu ilgili camiada yankılanmıştır. marx ve engels, melaen "ne var bunda, sizin gizli yaptığınızı biz alenen yapıyoruz" demişlerdir. (yazarın yorumu: yorumsuz)

komünist manifesto, devrimin son aşamasında kadının üretim ilişkileri karşısındaki pozisyonunun değişeceğini ve fuhuşun yok olacağını öngörmüştür. dolayısıyla, burjuva aile yapısı ortadan kalkacağı için, kadının mülkiyeti olmayacaktır. (yazarın yorumu: komünist manifesto, aile yapısını mülkiyet ile açıklamaya çalışarak büyük bir yanılgı içine düşmüştür. bunu din ve ahlak üzerinden açıklamaya çalışmasanız bile "tek eşliliğin" kimi hayvanlarda olduğu gibi insanların da doğal özelliği olduğunu anlayabilirsiniz. dolaysıyla komünistler, kadının yerini yanlış tespit etmiş, yanlıştan hareketle çözüm önererek bataklığı işaret etmişlerdir. üretim ilişkilerinin ortadan kaldırılacağı komünizmin son safhasının ütopyadan ibaret olduğunu bugün bütün dünya biliyor. Yani, ortadan kalkacak diye vadedilen kadının ortaklaşalığı neredeyse imkansız bir hayale havale ediliyor)

yazarın son yorumu: komünist manifesto bundan 150 sene evvel yazıldı ve yazanların insanlığa ait öngörüleri bizden ve bugünün insanlık değerlerinden çok farklıydı. sonuçlarını manifestoyu soğukkanlılıkla okuyan herkes görebilir.

bugün dünya üzerinde komünizmin ikinci dalgasının geleceğine dair büyük beklentiler var. kaldı ki sosyalizmin "kısmen" başarılı kimi okyanus ötesi tecrübeleri de hesaba katılmalıdır.

gelecek yüzyıllarda daha insani bir komünizm hayal edenler, ilk dalgadaki pratik hatalar kadar teorik hataları da dikkate almalı, açık yüreklilikle eleştirebilmeli ve insan onuruna yakışır şekilde yeniden düzenleyebilmelidir.

ya da inkar edersiniz olur biter.

buna mukabil, benim dayandığım kaynak harun yahya değil. merak edenler için diyebilirim ki o sahtekârı ciddiye alıp, referans olarak kullanmam. neticede bir harun yahya olmadığını, adnan oktar'ın takma isim ile kendi ekibine yaptırdığı çalışmalar olduğunu, gizli kapaklı mesih iddiası pompaladığını biliyorum. darwin konusunda da ben tek kelime etmedim.

bir komünist arkadaş, manifestonun tam metnini vermiş. zahmet edip komünistler de okusun lütfen.

kendinizden başka herkesi cahil sandığınız için büyük yanılgıya düşersiniz. yarın bir gün adamın biri çıkar, sizin ailenizin "burjuva aile yapısına göre şekillenip şekillenmediğini" sorar.

kapitalizmin insan onurunu kıran ve ahlaksızlığı yaygınlaştıran, kadını ticari meta olarak pazarlayan ahlaksızlığına da aynı şekilde karşı çıkarız.

bütün bu tartışmalarda, hatta "islam'ın yanlış yorumlanması" halinde ortaya çıkan durumlarda bile, bütün insanlık dinden veya ideolojilerden değil "insanlık onurundan" referans alırsa daha genel kabul görebilecek sonuçlara ulaşılır.