markette çocuğunu ikna ederken döven tip

anne 28, talha 4
anne: gel buraya talha
talha:ıııı.iiıı.ıııı
anne:talhaaa gel oğlum buraya.
ben:(az sonra anası döver)
anne:oğlum gel buraya..
talha:ıııaaııaaaı
anne:bak kızıcam ama bak amcalar bakıyo gel buraya oğlum.
anne:şrakkk
talha:üüaaüaüaüaüa.

yıllardır rastladığım bu ve buna benzer olaylardan bıkıp usandığım için yazdım.

ama anası iyi vurdu. iyi oldu söz dinlemedi velet.

Çocuğun kolunu kendi bel seviyesinde çeken anne yüzünden, çocuğun ayaklarının yerden kesilmesi ve sallantı sebebiyle bir çeşit bangie jumping yapması mevzusu.

Hani canı yanmasa zevkten yapıyor dersin.***

çocuğunun istediği tüm oyuncakları almak istemediği için kesin çözüme başvuran tiptir . zira çocuk bu oyuncak reyonunu gördüğü an başlar isteklere .

level 2;
çocuğa sus deyipte susturamadığı için döven ebeveyn.

Tutup kolundan kenara çekilip dövülmesi gerekilen tiptir *

etiler, nişantaşı gibi zengil mahallerde olmayan tiplerdir. zira onların çocukları çok değerlidir ve her istedikleri yerine getirilir. biz bu tiplere daha ziyade düşük ya da orta gelir seviyesine sahip semtlerde rastlıyoruz. alışveriten dayak yemeden çıkmış olan bir çocuk neredeyse yok gibidir. bir şomardı, bir çimdikti illaki olacak. aslında çocuğunu döven anne de etilerdeki anne gibi çocuğu bir şey tutturduğunda kırmamak, dövmemek ister, ama gel gör ki hayat şartları... hayat artlarının yanında eğitim de şart. yoksa bu kalıtımsal hastalıktan kurtulmak kolay değildir. nesilden nesle aktarılan bir tiptir.

Sanki dövünce ağlamayı kescek diye sinir olduğum tip.

- şeker aldım onla idare edeceksin.
idare edemem anne idare edemem!
- lan eşşoğuleşşek para yok anlamıyomusun?
banane banane...

anne terliği çıkarır gerisi malum.

Çocuk: anne ben prezervatif alacağım !!
Anne: ... (uçan tekme ile dövüşe başlar)

şeklinde örneklendirelebilecek durumdur.

çoğunlukla yaramaz çocuğu ikna eden ebebeyindir. fakat çok görülür ki 50-60 kuruşluk bir gofreti almaz, 1-2 liralık bir dondurmayı almaz. alamıyorsa sorun yokta paraya kıyamıyorsa ruhuna yazık.