bugün

hayırlı basmalar arkadaşlar...

ya şu kondom fiyatlarını artırıp duranlardan allah razı olsun. eskiden ateistler ucuz olmasını fırsat bilip koli koli aldıkları prezervatifleri allah'tan gizli düzenledikleri partilerde balon niyetine şişirip birbirinin kucaklarına oturarak patlatıyorlardı. günah gecelerinin meyveleri ortaya çıkmadığından bu tür partiler yoğun güvenlik önlemleri altında izbe mekanlarda gerçekleştirildiği gibi kimin ateist olduğunu anlayamıyor, mahalledeki ahlak tabularımız domino taşları gibi birer birer devriliyordu. artık artan prezervatif fiyatlarına mukabil düşen kullanım miktarı sayesinde evli olmadığını bildiğimiz kadınların karınları; antidemokratik cinsel ilişkilere co-pilotluk eden annemden utanıyorum dercesine işaret çakıyor ve şükürler olsun ki kim meşru, kim gayrimeşru, kim ateist, kim müslüman anlayabiliyoruz.

Velhasılı tüm bu mülevves eylemlerinin üstüne gusül bile almayanlara inat, takvamızı dosta düşmana göstermek amacıyla salih'le beraber balkondaki kırmızı leğende birbirimizi yıkayıp banyomuzu yapıyor, yoldan geçerken bize bakanlaraysa hiç mi abdest alan birilerini görmediniz eyyy kafirler diye kızıp başlarına maşrapadan sıcak su döküyor; bir yandan da balkona çıkardığımız ufak radyodan ali rıza demircan’ın islam’da cinsellik üzerine dini sohbetini dinliyorduk. Tam hanımını her sabah işe gitmeden önce vajinasından öpen erkekler hakkındaki hükmün verileceği sırada radyo frekansı değişti ve esrarengiz biçimde neremi neremi çalmaya başladı. Oysa Biz yıllar önce bu şarkıyı kadınlarımıza kötü örnek oluyor sonra maazallah kocalarından gizli lolitalı e-mailler alıp msn avatarlarına boydan çırılçıplak önlü arkalı fotoğraf koyduktan sonra arkadaş listelerindeki erkeklere ''neremi mememi em emi?'' yazıp göz kırpan smileyler gönderdikleri için yasaklatmıştık. Herhalde yasağın süresi doldu diye düşünüp ufak bir mümin latifesi yapmak amacıyla memelerimi birbirine sıkıştırıp omuzlarımla yılların kaşarlanmış genelev karıları gibi şöyle bi ileri geri hareketler yaptım.

Abdestlerimizi mahalleye naklen yayın yaparak aldıktan sonra en güzel cübbelerimizi giyip salih’le geçen hafta evlerine kadar takip ettiğimiz başı açık bayanların adreslerini yazdığımız defteri yanımıza aldık ve apartmanı terk edip hiç vakit kaybetmeden hepsinin ziline basıp kaçmaya başladık. Mahallenin bi ucundan başlayıp tüm zillere teker teker basıyor, sonra diğer ucundan çıkıp bu sefer tam tersi istikamette üç dört beşinci kez zillerini çalıyorduk. Tam artık koştura koştura zillere basmaktan yorulduğumuz esnada başı açık bayanların kaldığını tespit ettiğimiz apartmanların birinden iri yarı bir sonradan dönme çıktı ve ‘’Ne zilime basıyorsun lan bal kaymak orrrrrospu çocugaaa’’ diye bağırdı. Ben onu uzaktan görüp kadın sanmıştım, sanırım taravestilerin başlarını örtmek gibi bi zorunluluğu yok o yüzden ''biz basmadık hanımabi çocuklar yapıyor'' deyip arkamıza bakmadan ordan kaçtık.

bu fazlasıyla yorucu ama aynı zamanda tarif edilemeyecek kadar zevkli eylemi gerçekleştirdikten sonra Hedefimize ulaşmanın tatlı yorgunluğuyla ağır ağır evimize doğru yürürken ne hikmetse üstümüzde bir süredir dolanan turna omzumun üstüne sıçtı. O esnada üstümde olan cübbeyi Ak takkelerin benden önceki lideri hz etuu’nun (geleneklere göre sonra gelen her lidere bir ‘’u’’ ekleniyor) hermafrodit bacısının sünnet düğününde giymeyi planladığım için çok sinirlendim ve Medine hurması ağacından yapılma sapanımı çıkarıp kuşa doğru güdümlü müzdelife taşı fırlattım. isabet etmiş olacak ki kuş ''yandım allah'' diye bağırıp gagasında taşıdığı ruloyu yere düşürdü. Hemen gidip ruloyu elime aldım, kırmızı bekaret kuşağıyla bağlanmıştı. bu kuşağa sarılı biçimde gönderilen notlar ak takkeler kriptolojisinde 1. Dereceden acil namus tehlikesi anlamına gelmekteydi. Farsça kaleme alınmış notta şöyle yazıyordu:

"[Gizli] istihbarat birimlerimizce ..... adresinde ikamet etmekte olan ... isimli bayanın evinde namussiken DT/699 cinsi delici alet tespit edilmiş olup duruma ivedilikle müdahale edilmesi gerekmektedir. Kod: dildoğdu. B002. [Gizli]

Bu adres ak takkelerin üstün takva madalyası sahibi saha adamlarından hz edu'nun gözetimi altındaydı. Ak takkelerin lideri olarak saha görevlerinden yıllar önce emekliye ayrılıp kendimi yeni nesillerin eğitimine adasam da belli ki durumun ehemmiyeti sebebiyle en iyi adamlarını kurtarıcı görevi görmesi için sahaya sürmek istiyorlardı. yolunda gitmeyen bişeyler olduğuna dair ciddi bir şüpheyle Daha fazla bilgi edinmek adına telefondan ak takkeler headquarters'ı aradım:

Etuuu: selamün aleykemküm.

Ak takkeler sekreteri: aleykemküm selam.

Etuuu: meşasızını aldım kardeşim. Gönderdiğiniz adresteki mahalle edu'nun kontrolündeydi yani en iyi adamlarımdan biri o. Takkesine bi iş mi geldi? Mesele hakkında daha fazla bilgi veriniz lütfen.

Ak takkeler sekreteri: hay hay efenim. Size gönderdiğimiz adreste şüpheli tavırlarından ötürü birkaç kez yakın takibe alınan kadının evinde toplum ahlakına aykırı bir madde bulunduğuna dair yapılan ihbar sonucu eve baskın düzenleyen hz edu şahit olduğu görülmemiş türden bir ahlaksızlık sonucu felç geçirip ak takkelerden malülen emekli olmak mecburiyetinde kaldı.

Etuuu: nayır nolamaz! Edu demek he? Felç mi kaldı vay garibim oysa üstün başarılarıyla ak takkelerin içini ferahlatması gerekiyordu. Neyse ak takkeler’in neden 1000 kişiyle sınırlandırıldığını unutma. Bizler ölümsüz ordusu gibi kim aramızdan ayrılırsa ayrılsın yerine yenisini geçirdiğimiz için varlığımızı yüz yıllardır sürdürüyoruz. Bir edu gider bin edu gelir.

Ak takkeler sekreteri: haklısınız efenim. Her ne kadar sizin mübarek kıçınızı kaldırıp saha görevine göndermiş olsak da durumun ciddiyetini önemle belirtirim tekrardan. Şeyhülislam Salih efendi görevde olduğunuz sırada geçici olarak ak takkeler payitahtına geçecek. Göreviniz için gerekli malzemeleri evinize gönderdik. Selam ve dua ile…

vakit kaybetmeden eve döndüm. telsiz, özel üretim gül suyu tabancası, rayban güneş gözlüğü ve görevin başarısız olması halinde canlı olarak ele geçirilmeme amacıyla gönderilen fare zehrini yanıma alıp; geçici olarak başa geçeceği için salih'e r4bia işareti işlemeli nişanı taktım ve emrimdeki kırk türbanlı bakireyi koruma olarak yanına verdim. salih'le helalleştikten sonra öpüşüp vedalaştık. artık görev süresince gözüm arkada kalmayacaktı...

dildoğdu operasyonu resmi olarak başlamıştı. görevimiz tehlike müziği eşliğinde akıllı seccademe koordinatları girdim ve seccadeden atlayıp cübbemi paraşüt olarak kullanarak kadının bahçesine iniş yaptım. öyle sessizce girmeye hiç niyetim yoktu o yüzden kapısına c4 patlayıcı yerleştirip allah-u ekber diye bağırarak patlattım ve gül suyu tabancamla sırtımı duvara dayayarak odaları kontrol etmeye başladım. oturma odasında kimsecikler yoktu, salon ve banyoda da kullanılmış prezervatifler dışında hiçbir yaşam belirtisine rastlayamadım. prezervatiflerden birinin içindeki spermi kontrol edip sıcak olduğunu fark ettim, fazla uzaklaşmış olamazlardı. ardından yerdeki iç çamaşırlarını fark edip takip etmeye başladım. iç çamaşırları arka bahçeye doğru gidiyordu. tam çıkış kapısının ardındaki tangaya doğru yürüyordum ki çat diye kepenk indi. bu bir tuzaktı... hemen pencereden çıkmak için oturma odasına koştum. kendimi pencereden dışarı atacağım sırada pencerelere de parmaklıklar indi ve dört duvar arasında kalakaldım. açık pencereden eve girip çıkmak için bi oraya bi buraya çarpıp duran yarasalar gibi dehşet içinde kendimi duvarlara vuruyordum ki çekyatın içinden bir cin çıkıp bana doğru yaklaşmaya başladı. belimden gül suyu tabancamı çekip tetiğe bastım ama ak takkeler karargahından gönderilen tabancanın içine gül suyu doldurulmamıştı...

kandırılmıştım, ihanete uğramıştım... ak takkeler içine fetöcüler mi sızmıştı yoksa salih başa geçmek için bana komplo mu kurmuştu? derin düşünceler içinde elim kolum bağlı olduğum yerde dururken ağır çekimde cin bana yaklaştı ve elini alnıma dokundurup ruhumu bedenimden ayırdı. yoksa bu bir cin değil de canımı almaya gelen azrail miydi? gözlerim kararmaya başl...

to be continued...
Entry'nin iki satırını dahi okumadan eksiledim. (bkz: okumadan eksilemek)
bazı insanlar hiç değişmez mi dedirten başlık. adamın hayat felsefesi bu. bıkmadan usanmadan aynı şeyi yapıyor.
hayırlı basmalar'dan sonra okumadım.
verdim eksini reis.
Yine okuyamadık be etu. Oxford vardı ama biz okuyamadık eşeklik bizde.