bugün

the information of the victory was given to the turkish generals discussing treaty conditions in lausanne, ismet inönü (who is the second president of republic of turkey, after atatürk) replied with a telegram saying:

“ heyetimiz namına hepinizi meserretle tebrik eder, gözlerinizden öperim. ”
—ismet inonu"

http://en.wikipedia.org/wiki/general_harington_cup

--spoiler--
fenerbahçe’yi bir türlü yenemeyen işgal orduları başkomutanı general harrington, 2 ekim 1923’te istanbul’u ebedi olarak terk etmeden birkaç dakika önce dolmabahçe rıhtımında yapılan tahliye töreninde t.b.m.m hükümeti istanbul komutanı selahattin adil paşa ile birlikte...


general harrington kupası
fenerbahçe’nin işgal kuvvetlerine karşı en büyük zaferlerinden biri de “general harington kupası” maçıdır. maç 29 haziran 1923 günü, taksim stadı’nda çok büyük bir seyirci topluluğu önünde oynanmıştı.
düşünsenize; bir sabah uyandığınızda hiç tanımadığınız, belki üniformasını daha önce hiç görmediğiniz, başka başka diller konuşan bir sürü silahlı adam köşe başlarını tutmuş, ordunuzun silahlarına el koymuş, kirli çizmeleriyle o kutsal topraklarınızı çiğniyor...
o sabah güneş daha bir donuk asılmış gökyüzüne. işte istanbul böyle uyandı bir kasım sabahı. limni adasının mondros limanında “agamemnon” ingiliz zırhlısında amiral galthorp ile 30 ekim 1918 çarşamba günü imzalanan ünlü “mondros mütarekesini” takiben, düşman donanması; sisli ve yağmurlu bir 13 kasım günü istanbul’a giriyor ve tarihimizin o acı mütareke dönemi başlıyordu... bu perişan dönemi, 16 ay sonra emniyet tedbiri bahanesiyle, daha da acı bir olay, istanbul’un bizzat işgali etti. 18 mart 1920 pazartesi sabahı şehzadebaşı’nda masum türk erlerini uyurken süngü ile şehit edenler, bu işgalin gerçek amacını, daha ilk sabahında, bütün dünyaya ilan ediyordu...
yaşanan bu korkunç kargaşanın başlangıcından itibaren türk gençleri işgal kuvvetleri ile spor, özellikle de futbol sahalarında büyük bir rekabete girişmişti. işte fenerbahçe’de, bu her sınıftan düşman birlikleri içinde pek çok tanınmış futbolcusu bulunan, ingiltere ve fransa liglerinin hemen hemen en ünlü takımlarında forma giymiş futbolculardan oluşan birbirinden güçlü takımlarla maçlar yapmış ve oynadığı 50 maçın 41’ini kazanıp, 4’ünde berabere kalarak işgal altında bezmiş, ezilmiş türk halkının yüreğinde bir nebze olsun teselli ve umut tohumları yeşertmişti.
fenerbahçe’nin işgal kuvvetlerine karşı en büyük zaferlerinden biri de “general harington kupası” maçıdır. işgal orduları başkomutanlığı, fenerbahçe kulübüne karşı özel bir kin duymaktaydı. çünkü fenerbahçe takımı yalnız işgal kuvvetlerine mensup takımları peş peşe yenerek halkın milli duygularını şahlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda düşman açısından “hayli zararlı” faaliyetlerde de bulunuyordu.
istanbul işgal altındayken fenerbahçeliler, kurbağalıdere kenarında kulüp binasının önündeki iskeleye yanaşan motorlarla anadolu’ya silah kaçırmaktaydılar. fenerbahçe kulübünün kayıkhanesi bir silah ve cephane deposu haline getirilmişti. geceleri gizlice bu kayıkhanenin önündeki ahşap iskeleye yanaşan motorlar buradan yüklenip, gizlice moda koyuna açılıyor, oradan izmit’e geçerek anadolu’ya silah ve cephane götürüyorlardı. fenerbahçe kulübünün bu “zararlı(!) faaliyeti” işgal orduları başkomutanlığı tarafından haber alınmış, ancak bunun farkına varan fenerbahçeliler kayıkhaneyi derhal boşaltarak cephaneyi çevredeki üye ve sporcu evlerine taşımışlardı. kulübü basan işgal kuvvetleri birlikleri ortada delil bulamamışlardı. ancak yine de başkomutanlık tarafından fenerbahçe kulübüne süngülü bir müfreze bırakılmış ve fenerbahçe kulüp binası haftalarca işgal altında tutulmuştu.

general harrington kupası maçında fenerbahçe’yi zafere ulaştıran o inanılmaz golde zeki rıza’nın şutu ingiliz ağlarını havalandırmak üzere. (29 haziran 1923)
tüm çabalara rağmen bir şey elde edememiş olmak, işgal ordularının ingiliz başkomutanı general harrington’u oldukça öfkelendirmekteydi. fenerbahçe’ye; hiç olmazsa futbol sahasında acı bir darbe indirebilmek için elinden geleni yapmaktan geri kalmamıştı. başkomutan harrington amacına ulaşabilmek için ortaya altın madalyalar konulmuş bir turnuva düzenlenmiş ve turnuva sonunda üç takım ön plana çıkmıştı: irish guards, grenadiers guards ve goldstream guards...
bu üç takımın en seçkin elemanları sıkı bir çalışmaya tabi tutulmuştu. bu arada cebelitarık ve mısır’daki ingiliz askeri kuvvetlerinden, hepsi de profesyonel birer futbolcu olan dört önemli oyuncu getirtmiş ve adeta bir “ingiltere milli takımı” oluşturmuştu. hedef o kadar büyüktü ki, ortaya konan bir metreye yakın, gümüş işlemeli kupa başkomutan “general harrington” adını taşıyordu. “goldstream guards” adı altında oluşan bu takım özel şekilde kampa alınarak sıkı bir çalışmaya tabi tutulmuştu. ve bundan sonra general harrington tarafından istanbul gazetelerine şöyle bir ilan verilmişti:
“gardler muhteliti türk kulüplerine meydan okuyor. galibine, başkumandanın adını taşıyan büyük bir kupa verilecek bu maça türk kulüpleri diledikleri gibi takviye de alabilirler.”
fenerbahçeliler bu meydan okumanın direkt olarak kendilerini hedef aldığını hemen anlamışlardı. ve yine gazeteler aracılığı ile hemen gereken cevabı vermişlerdi:
“fenerbahçe kulübü yalnız kendi kadrosuyla bu maçı şartsız olarak kabul eder.”
istanbul’da büyük bir heyecan uyandıran bu maç 29 haziran 1923 günü, taksim stadı’nda çok büyük bir seyirci topluluğu önünde oynanmıştı. bu maçı izlemek üzere “iron duck zırhlısı” ile özel olarak gelen malta valisi lord plummer’de işgal orduları başkomutanı general harrington’la birlikte şeref köşesindeki yerini almıştı. şeref köşesinin önündeki masanın üzerinde de maçın galibine verilecek olan “general harrington kupası” duruyordu.
fenerbahçe bu tarihi maça, hiç gol yemeden istanbul şampiyonluğunu kazanan şu ünlü kadrosuyla çıktı:
şekip kulaksızoğlu- hasan kamil sporel, cafer çağatay- kadri, ismet, fahir- sabih, alaeddin baydar, zeki rıza sporel, ömer tanyeri, bedri gürsoy.
general harrington kupası maçında fenerbahçe’yi zafere ulaştıran o inanılmaz golde zeki rıza’nın şutu ingiliz ağlarını havalandırmak üzere. (29 haziran 1923) büyük bir çekişme içinde başlayan ve hep aynı çekişmeyle geçen maçın ilk yarısını 1-0 yenik kapatan fenerbahçe, ikinci yarıda coşmuş ve klasik futbolunu ortaya koymaya başlamıştı. 60. dakikada zeki rıza’nın golüyle beraberliği yakalayan sarı-lacivertli takım bundan sonra daha da açılmıştı. 74. dakikada yine zeki rıza (sporel) çok sert bir şutla fenerbahçe’yi galip duruma yükseltmiş ve bundan sonra oyunda sarı-lacivertli takımın baskısı daha da artmıştı ve fenerbahçe, güçlü rakibini eze eze yenmişti bu tarihi maçta. maçtan sonra işgal orduları başkomutanı general harrington, adını taşıyan bu büyük gümüş kupayı fenerbahçe takımı kaptanı hasan kamil sporel’e verirken taksim stadı’nda fesler havada uçuşuyor ve yer yerinden oynuyordu adeta.
fenerbahçeli futbolcular, ellerinde general harrington kupası olduğu halde seyircilerin omuzları üzerinde stattan çıkarılmışlar ve beyoğlu caddelerinde, büyük sevgi gösterileri arasında dolaştırılmışlardı.
bu galibiyet, milli bir zafer etkisi uyandırmıştı. nitekim maç gecesi lozan konferansı’nda bulunan türk heyetine de bu galibiyet haberi ulaştığında heyet başkanı ismet paşa tarafından fenerbahçe kulübüne; “heyetimiz namına hepinizi meserretle tebrik eder, gözlerinizden öperim.” diye bir kutlama telgrafı gönderilmişti.(
--spoiler--
efendim neymiş mektebi sultani birlikleri cephede savaşıyormuş.

Lan dalyarrak lozan barış anlaşması imzalandıtan sonra da savaşıyormuş adamlar. Tarihi de bilmiyorlar.

Fenerbahçeli futbolcular cepheden maça maçtan silah kaçırmaya koşarken, halkın moral motivasyonunu yukarıda tutarken, büyük taaruzun emrinin bile bir futbol maçında verildiğinden habersiz gazsaraylı götlekler takmışlar buna. Lan dalyarraklar tüm futbolcularının şehit olmasından dolayı 16 yaşındaki topçularla maçlara çıkıyordu fenerbahçe!

fener'e işgalci baskını: 2 ölü
Şuna benzeyen olay. Beş altı tecavüzcü evini basıp ananı karını skiyor. Ondan sonra da sana diyorlar ki git lan mahalleden adam topla gitmeden bir de maç yapalım. Sen de hırsla iki gol atıp tecavüzcüleri evine boynu bükük gönderiyorsun. Adamlar ananı karını skti ama olsun, sen de iki gol atıp onların anasını skmiş oldun, ödeştiniz.

Aynı şeyi IRak'ta da yapmışlardı hatırlayanlanlar bilir. IRak'ı işgal ettiklten hemen sonra derhal IRaklı davarlarla maçlar düzenlemişlerdi. Bu arada Irak'ın tüm kaynaklarının başına geçip, ülkeyi yüz yıllık borçlandırıp kadınları skiyorlardı ama lüzumü yok bu maçları Iraklılar kazanmıştı nasıl olsa. Ne kadar sevinseler azdı.

Ulan hala beşiktaş diyen, cimbom, fener diyen var. Bu ayıbın derhal Türkiyeden silinmesi gerekir.
yok ülke elden gitmiş top oynuyorlarmış, yok savaş varken öyle yapılırmıymış, ulan arkadaş bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayı ilke edinmiş malaklar öğrenmeden araştırmadan yorum yapın.

Arkadaş birisi bi kuyuya taş atıyor millet hurra peşinden, o zaman şu meşhur işgal kuvvetleri komutanının mektebi sultaniniz galatasaray lisenizde dalgalanan fransız bayrağı ve onları ağırlamanızdan duydukları memnuniyeti belirten yazıya da herkes inansın.

Mustafa Kemal Atatürk'ün dediğini bir kez daha hatırlayalım: "Hala bugün, sultani mektebinin salonlarını aleyhimizde konferans verdirmek için ecnebilere küşade bulunduranlar var, bu gibilere lanet."

NUTUK interet adresine girip sayfa 1150 6. satırı okuyabilirsiniz tabi yüreğiniz yeterse.
işgalcilere eğlence mezesi olan kulübün oynadığı maçtır.
10 Türkiye şampiyonluğu, 4 şampiyonlar ligi kupası, 2 uefa avrupa ligi kupası ve 1 uefa süper kupaya bedeldir!
işgalciler ve halkın birbirine ısınması amacıyla düzenlenmiş turnuva. Bu utanç verici kupanın sahibi tabi ki fener.
Fransız dedikleri aslanlar, liselerinde 4 sene üstüste mezun veremezken, bu ingilizler top oynamışlardır.

Nasıl bi yüzsüzlüktür bu. Biz de arsenal yenince sevinmelerini garip buluyoruz.
Hem havan topuyla, hem futbol topuyla savaş kazanan tek ülke biziz,
Üç beş itin ötmesine bakmayın o yilar da savaş bitmişti ve Fenerbahçe'den intikam almak isteyen ıngiliz genarele intikam nasıl anılır göstermiştir Fenerbahçe hayır Ben galatasarayın avrupa kupasını gururla karşılarken bu hainlerin çamur atması çok acayip.

Edit:Bu milli Özgürlüğe Yürüyüş maçında her ne kadar Galatasaraylılar "Aslan Nihat Bekdik dahil tüm kadromuzdan istediğinizi kadronuza dahil edebilirsiniz. Yeterki şu mağrur ingilizleri yenin"deseler , Beşiktaş ta yenilenmiş kadrosunu teklif etse de . Fenerbahçeliler "Teşekkür ederiz! Şu an kadromuz formda ve onları yenebilecek güçteler. Ama bu dostluğunuzu asla unutmayacağız." sözleri Galatasaray ve Beşiktaşlılar üzerinde büyük bir milli direniş etkisi yaratmıştır. Galatasaray lisesi önünden öğrenciler ve Beşiktaşlı gençlerin Türk bayrakları ile bu maça gitmeleri bunun en büyük göstergesidir