bugün

zordur leyla erbil'in yazdıklarını anlamak. Gerçekten birikim ister. Dili kapalıdır, zaten noktalama işaretleri de kendine hastır. Yazdıkları hikayeler de bir oturuşta bitirilebilecek cinsten de değildir hani. Yazar kendisi bir şöyleşisinde de belirtmiş zaten anlaşılmak için yazmadım diye.
bir de şöyle bir şey var mesela vapur hikayesi gezi olaylarını çağrıştırıyor halbuki o dönemde pek de anlaşılmamış bu hikaye ama bugünün bakış açısıyla gezi olaylarını çağrıştırıyor diyebilirim.
ite böyle sözlük ama mutlaka okuyun derim bu yazar bir şey kaybetmezsiniz, aksine kütüphaneniz zenginleşir bakış tarzınız vs. mutlaka bir şeyler katar leyla erbil okuyucusuna her ne adar anlaşılmak için yazmadım desem de.
(bkz: üç başlı ejderha)
(bkz: hallaç)
Yazım dili, tarzı bir yana, "sevilmek iyi edermiş insanları. ben hiç mi sevilmedim?" demesini anlayamıyorum bu kadının.

Kendisinin birini gerçekten Sevip sevmediğini bilemem ama ahmed arif'i kendisine deli divane ettiği su götürmez bir gerçek. Leylim leylim'de leyla erbil'e yıllarca yazdığı mektupları okuyunca insan, adam seni daha nasıl sevsin kadın, nankörlük etme demekten kendisini alamıyor.