bugün

kapı önünde çekirdek çitleyip, dedikodu yapan kadınların vazgeçilmez replikleri. bu kadınlar ki, düz bir soruya dahi kadercilik penceresinden bakarak yanıt verirler insanlara.

- bey nerde, yola mı çıktı yine?
- evet kardeş..
- gelir o zaman bi kaç güne
- kısmet, alnımızda ne yazıyosa o. nerden bileceğiz şu an ölmediğini? belki tır ile çarpışıp sağ bacağını kaybetti? onun için kısmet...

gibi... genelde böyle konuşup felaket tellallığı yaparlar. boğasın gelir, öldüresin gelir şiddetli biçimde. bitirmezler, devam ederler:

- ee kız senin oğlan naptı. össye girdi ya bu sene. nasıl, iyi geçmiş mi? kazanırım diyo mu?
- kısmet anacım kısmet. kaydırmadığı ne malum? belki tek bi doğrusu yok? alnında ne yazıyorsa o. hayırlısı olsun...

hadee al bi de burdan yak. katli vacipler listesine giriş yaptı kafadan. sen sinir olmuyor musun? valla ben ilk görüşte şöyle şakkadanak bi tokat yapıştırasım geliyor suratına. ulan oğlunun sınavı iyi geçtiyse sen niye halen direniyosun? kadın işte...

- ay kız lafa tuttum.. senin yemek yanmasın?
- alnımızda ne yazıyosa o necla. belki şu an ev tutuşmaya başlamıştır nerden bileceğiz değil mi? onun için kısmet.
kaderce insan söylemi.
(bkz: nasip)
(bkz: önüne geçilmez ki)
kaderi gereği gibi anlamak ve algılamakta güçlük çeken insan söylemi. zira adam akıllı araştırıp değerlendirilirse yanlış bir söylem olduğu ortaya çıkacaktır. saçma bir karar alıp sonra mağduriyetini yaşayınca kadere dayandırmak saçmalığın daniskası olsa gerek.