bugün

Şarkılar dalga geçiyor benimle. Her sözü batıyor, acıtıyor. Önce yaşlarımla besleniyor daha yüksek çıkıyor çığlıkları. Sonra, kırık şarkıların her biri içime hançerini saplıyor. Savunmasız tüm uzuvlarım koparılıyor bedenimden. Kanlarımı içmeye meraklı sinsi yaratıkların gözlerine benzeyen sözler. Hoyratlığıma rest çekmiş, geri adımımdan cesaret alıp itekliyor beni.
Envai düşünceleri yüklemesiyle titrerken buluyorum kendimi. sakinleşmenin en kolay yolunu arıyorum, ürkekliğime ninniler söylüyorum zira en masum melodilerim onlar.
Ayaklarım birbirine dolanıyor, ellerim titrek. Bedbin bir halde ücra köşe arıyorum, sessiz...
Hantallığımı atamıyorum ki üzerimden isyanıma kulak vereyim. Kırık şarkılar üzerime geliyor, boğazlıyor, cani katilim oluyor.
Susmuyor dilleri, batıyor en keskin sözleri. Söz söyleyen değildir her zaman kıran. Bazen yaralamak; susmaktır. Onlar susmuyorlar ama yine de yaralarım derin.
Melodilerin dalgalarında boğulduğumu anladığımda çırpınmıyor kollarım, ayaklarım vurmuyor. Bırakıyorum kendimi gecenin miskin kollarına çünkü bütün kent buz tutmuş duymuyor sesimi ve ben seni düşünüyorum. Götür beni şehrine burada sensiz tüm şarkılar kırık. Hain melodiler ruhuma hükmetmeye çalışıyor. Şimdi kapatıp kulaklarımı sessizliğin acısını çekiyorum, ama içimde can acıtan sözler susmuyor. içim tekrarlıyor sözleri:
Uyku girmedi gözüme
Yine dün gece
Seni düşündüm
Ay ışığı
Sardı kenti bütün gece
Üşüdüm
Seni düşündüm

Al götür beni
Sar ısıt beni
Yağmurunda ıslandığımız
Yollarında yürüdüğümüz
Deniz kokan kente

Ben burda
Sen orda
Hasret bitmez
Büyür sevda