bugün

hepiniz uzay mekiklerinin, belli bir yüksekliğe ulaştıktan sonra işe yaramaz yakıt tanklarını geride bırakıp daha sağlıklı şekilde uçtuklarını bilirsiniz. bu şekilde fezaya daha hızlı yükseliyorlar. çünkü artık o akıt deposu uzay mekiği için destek değil bir köstek oluyor.

kürtlerle yıllarca yaşadık. her ne kadar yakıt tankı görevi görmeseler de, bu ülkeyi belli bir seviyeye yükseltmeye yardım etmeseler de beraber yaşadık. fakat bence ağırlıklarımızdan kurtulma zamanı gelmiştir arkadaşlar.

özellikle bu yağma olaylarından sonra bu fikir iyice kafama yattı.

düşünün! dünya televizyonları o yağma görüntülerini türkiyede oldu diye veriyor. yani tüm dünya ne diyor biliyor musunuz? "türklere bakın ne kadar geri"

işte bu yüzden artık bize hiç faydası olmayan bu boş yakıt tankını bırakmanın zamanı gelmiştir.

eyyorlamam bu kadar
herkese söylettirilmeye çalışılan da budur. kardeşlik edebiyatına girmeyeceğim bugüne dek türk milleti kıçını yırttı bir karşılık görmedi mağduriyet fetişizmi kürtlerin adeta kemiklerine işlemiş. ne şartta olursa olsun özeleştiriye kapalılar ve tamamen, her durumda karşılarında ya da etrafta kim varsa onu suçlamak derdindeler. daha önce de defalarca yazdım; tanzimattan beri oralara çocuklarımızı yollayıp geriye cenazelerini alıyoruz. öğretmen, doktor, hakim yolladıkça onlar bize bilendi, düşman oldu. modern insan anlayamıyor tabii o nedenle minik bir sosyal antropoloji pratiği ile açıklayalım. öğretmen eğitim getirir, eğitimin şartı ise 13 yaşındaki kız çocuğunun okulunda olmasıdır oysa bunun geleneği o çocuğu yatağa atıp odalık etmektir dolayısı ile sıkar öğretmene kurşunu, hakim hukuku uygular, hukuk çocuğunu mal gibi, köle gibi satmanı yasaklar oysa 50 yaşındaki pezevenk baba değil de dölleyici olduğundan kendi kızını başkasının kızıyla takas eder ya da satıp parasıyla kendine başka kız çocuğu alır. hakim buna ceza verir bunlar da hakime, savcıya sıkar kurşunu. doktor aile planlaması, sağlıklı çocuk için bilinçlendirir oysa bu itler kadını kuluçka makinası gibi kullanır 15 tane doğurtup 40'ında canlı cenazeye çevirir. doktora da o yüzden sıkar kurşunu.

yani arkadaşlar primatlıktan insanlığın bronz çağına daha anca geçecekken ülkenin kalan kısmı ucundan kıyısından da olsa moderniteyi hatta bir azınlık post-modern çağı yaşamakta. ülkenin çapsız ve vizyonsuz sağ-muhafazakar (chp de ilerici bir vizyon koymasına rağmen tabiatı itibarıyla, örgütlenme şekli ve taşradaki tabanı açısından merkez sağ bir partidir) iktidarları ve politikacıları toplumun geri kısmını ilertmek yerine ileri kısmını tahrif edilmiş bir müslümanlık anlayışı ve sığ kasabalı vizyonunda eşitlemeye çalıştı son 60 yıldır. bu özellikle adet-gelenek-görenek açısından karadenizin orta kısmı ve iç anadoluda kürtleşmiş/araplaşmış muhafazakar bir türk halkı realitesini doğurdu. cumhuriyetin koyduğu "sınıfsız-imtiyazsız ve kaynaşmış bir toplum" hedefi cahil kalabalıkların devamlı mazur ve mağdur olarak takdim edildiği eğitimin ve halkın sıradanlaştırıldığı bir toplum mühendisliğine kurban edildi. kolaycılığa kaçan menderes, demirel, özal gibi adamların onca başarısızlığa rağmen tekrar tekrar seçilmelerinin en büyük sebebi monoblok bir kitle halinde duran "doğu-güneydoğu" oylarını feodal egemenlerden satın almaları yüzündendir. ülkenin çimentosu olan hanefilik geniş halk kitlelerine unutturuldu. bugün başını örttüğü için, kadın/erkek tokalaşmadığı için dinini yaşadığını düşünen yanıltılmış müslüman - hanefi türkler aslında kürt milliyetçisi bir ideolojinin islam dışı içtihatlarına uymaktadırlar.

iş geldi dayandı nooluyoruz biz noktasına. başımız hala dik çünkü gırtlağımıza kadar boka battık. devletin şu anki hakimleri de farkında bu işlerin. onlar da freni patlak bir arabada yokuş aşağı gittiklerinin farkındalar. kumarbaz iyimserliği ile son anda amerika ya da başka bir gücün ortadoğu dengelerini değiştirerek ipleri türkiye ve akp'nin eline vereceğini umuyorlar ama onlara çok kötü bir haberim var batan gemiyi önce fareler terkedermiş derler ya cemaat ve onun kanaat önderleri amerika ile kendi anlaşmalarını yapmak peşindeler. kürtçü cemaatin tabanı henüz bundan haberdar değil ama kararlar alındı. çok geçmeyecek en geç 1yıl içinde burda parçalanırcasına r.t.e. taraftarlığı yapan bazı tipler tamamen terse dönecek ya da ortadan kaybolacak. yeni gözdeler abdullah gül ve dışişleri bakamayanı ahmet davutoğlu. ancak abdullah gül'ün ırkı ile ilgili propaganda sonuç vermezse ve kürt açılımı için kendisine güven duyulmasını sağlayamazsa harcanabilir.

ayrılıkçı kürtlerin aksine cemaatçi kürtlerin vizyonu daha geniş. ayrılıkçı kürtler "güneydoğu bizim, türkiye hepimizin" kafasını yaşarken cemaatçi kürtler ise yöneticilerin tamamen kürtçü islamcı olacağı bir şafii kürt islam cumhuriyeti peşindeler. ancak (bu bir wishfull thinking de olabilir) amerika'nın bu coğrafyadan çekilmesi halinde, üstelik de iran'a saldırdıktan sonra yapması halinde ortada ne kürt milliyetçisi ne de kürt islam cemaatçisi kalır. kürtler 1. dünya savaşı sonunda yedikleri sopaları bir daha yerler. arapların zaten aşağı ve hakir buldukları bir milletti şimdi araya nefret de girdi. ırak ve suriye'de vatana ihanet suçunu işleyen bu kavim ortadoğuda götü en tehlikede olan millet şu anda.

ayrılma işinin türkler açısından olan kısmına gelirsek; istiklal savaşı sonrası bugün kürtlerle aynı durumda olan rumları yunanistan'a yollayıp oradan soydaşlarımızı getirttik. 1914-1927 arası anadoludaki nüfus hareketi yaklaşık 15 milyon kişidir. bunun yerine 1,5 milyon civarında türk'ü anadolu'ya getirdik. bugün o gelen adamları türk görmeyip kürtleri kardeş bellemiş, beyinleri sapık kürtçü-şafi sözde islamcı ideolojilerle yıkanmış dangalaklar var bu topraklarda. yukarıda bahsettiğim kürtleşmi türkler en çok bunların arasından çıkıyor. aynaya bakıp özeleştiri yapmalarını öneririm. yedikleri kürt yiyecekleri, dinledikleri kürt müzikleri ve hatta ibadetlerine ve dini yaşama şekillerine bulaşan hastalıklı şafii- kürt gelenekleri ve yorumları nelerdir bir baksınlar. gerikalan özde ve ruhta kürt ve kürt milliyetçisi arkadaşlarınsa bu ülkeden bir karış toprak almaya ne hakları var ne de güçleri yeter. ayrıca bu memleket bize babamızdan miras değil aksine bu ülke çoluğumuza çocuğumuza bizim borcumuz. o yüzden zaten üzerindeki hukuki hakkımızın tartışma konusu bile yapılamayacağı bu topraklardan vazgeçmeyi kimse aklına bile getirmesin. onun yerine daha önce denenmiş olan yöntem denenmelidir. nasıl rumlar yunanistan'a yerleştirildiyse kürtler de bugün kuzey ırak topraklarında kurulmuş olan "güney kürdistan" devletine yollanmalıdır. yerine erbil, süleymaniye ve musul'da soykırım ve asimilasyona uğrayan türmenleri geri almalıyız. devlet olarak buna hakkımız var. hayatında atina görmemiş adam gitti yunan vatandaşı oldu, istanbul görmemiş adam manisalı oldu alışılıyor, siz de alışırsınız. ayrıca 20 milyon kürt diye bir üfürme istastiki hiçibir veriye dayanmayan iddia var. kanmayınız. dil aidiyetin en büyük kriteridir. anadilini kürtçe olarak tanımlayan 6,5 milyon civarı bir azınlık var bu ülkede. yollaması da çok zor olmaz hem orda daha çok da yer var sığarlar pek güzel.