bugün

eline geçen fırsatları değerlendirerek çok para biriktirmek.*
hikayesi şöyledir;

Bir şehirde, çok rüşvet alan, kim daha çok para verirse, onun çıkarını savunan bir kadı varmış. Halk artık bu adamdan öyle bıkmış ki, sonunda istanbul’a şikâyet üstüne şikâyet yağmış ve kadı görevden alınmış.

Şehirden ayrılmadan önce, kendisini şikayet edenleri, ileri gelen eşrafı, tanınmış kişileri konağına çağırarak ziyafet vermiş.

Yemekler yenmiş, kahveler içilmiş. Sıra sohbete gelince, kadı efendi, uşaklarına emir vermiş, uşakların zorla taşıyabildikleri üç tane büyük küp, odanın ortasına getirilmiş.

Kadı, geçmiş küplerin başına ve konuklarına şöyle demiş:

“Saygıdeğer konuklar, biliyorsunuz, beni şikâyet ettiniz ve görevden aldırdınız. Bakın, bu küpleri sizlerden topladığım paralarla doldurdum. ikisi doldu, birinin dolmasına dört parmak kalmıştı. Bunu da doldurmuş olsaydım artık hiç haksız ve kanunsuz iş yapmayacak, adaletten ayrılmayacaktım. Fakat sabredemediniz. işin tuhafı, şimdi yerime gelecek olan adam, boş küplerle işe başlayacak ve kendi küplerini doldurmaya çalışacak. Siz hayır yaptım zannediyorsunuz ama nafile, hadi Allah yardımcınız olsun.”

anlayana...