bugün

Giorgios Lanthimos’un 2009 yapımı filmidir. Dilimize köpek dişi olarak çevrilmiştir. Filmde yüksek duvarlarla çevrili bir evin içinde hayattan ve gerçeklikten izole haldeki birkaç insanın dramı anlatılır. Filmin pek çok ilginç noktası olmasına rağmen asıl karakterlerin isimlerinin olmaması ilgimi çekti. Neden isimleri yok, diye düşündüğümdeyse aklıma filmin girişindeki annenin sesi geldi. Şöyle diyordu anne:

"Günün yeni kelimeleri: deniz, otoyol, seyahat, tüfek. ‘Deniz’, oturma odasındaki ahşap kolluklu koltuktur. Örneğin ayakta kalmayın ‘deniz’e oturun da biraz konuşalım. ‘Otoyol’, çok güçlü bir rüzgâr türüdür. ‘Seyahat’, zemin kaplamada kullanılan oldukça dayanıklı bir maddedir; örneğin, avize düşüp, yere çakıldı, ama zemine bir şey olmadı çünkü yüzde yüz ‘seyahatten’ yapılmıştı. ‘Tüfek’, beyaz güzel bir kuştur.”

Kelimelerin anlamları değiştirilip sunuluyor yani yeni bir "dil" oluşturuluyor. Peki bu neden yapılıyor? Pek çok nedeni var ama bana göre özde yatan şey "gerçeklik" algısıyla oynamaktır.

Bu durum bana iktidarların insanların gerçeklik algısıyla oynaması durumunu getirir. Ve bu durumu yani gerçeklik algısıyla oynama halini filmdeki tabiriyle "köpek eğitimi" olarak adlandırmak hiç de absürd olmasa gerek...