bugün

ulan hala sinirden duvarları yumruklayasım var. iki tane daha vursam belki daha rahat yazardım şu entryi.

bir iş görüşmesi için ankaraya gidilir. sevgili kişisi de gelmiştir. kuzende konaklanmaktadır. başlarda her şey iyi güzel gider. bir kaç gün sonra iş görüşmesi yapılır. iş görüşmesinden çıkılır, sevgili aranır:

vendetta: nerdesin hayatım?
sevgili: biz leman da oturuyoruz.
vendetta: biz çoğul şahıs zımbırtısı kimleri içeriyor hayatım?
sevgili: ben, kuzenin ve kuzeninin sevgilisini içeriyor hayatım.
vendetta: nasıl bir bebe? öyle herkeşe kız yok bizde bilirsin.
sevgili: iyi gibi hayatım.
vendetta: ne demek gibi? geliyorum bekleyin.

mekana gidilir. hal hatır muhabbeti sorulur. daha sonra arkadaş şöyle bir çıkış yapar:

kuzenin sevgilisi: ben acıktım arkadaşlar. bir şeyler söyleyelim mi?
kuzen: olur aşkım söyleyelim. ne söyleyelim vendetta?
vendetta: (telefonunu aramaktadır)
sevgili: vendettaaaa ne söyleyelim hayatım?
vendetta: (telefonla uğraşmaktadır)
sevgili: (diz darbesi eşliğinde) hayatımm! sen acıkmadın mı? ne yemek söyleyelim?
vendetta: (telefonla uğraşarak) hönk! ya aşkım şimdi neden vurdun yaa? hiç bi kıza da bakmıyodum halbuki.
sevgili: hayatım ahmet acıkmış. bir şeyler söyleyelim diyor. hem sen neden telefonla uğraşıyorsun? hiç yapmazsın normalde. aa bakiim, hemde mesaj yazıyosun. sen mesaj yazmayı bilir miydin hayatım? sen bana son mesaj attığında insanlar daha dumanla haberleşiyordu.
vendetta: ben aç değilim hayatım.
sevgili: siz o zaman söyleyin. ben de aç değilim.

bu sırada yazılan mesaj kuzene gönderilir. mesajın içeriği "lan bana bak. ben bu bebeden hazzetmedim, benim olduğum masada bu sığır artığına aşkım falan deme, senin de kafanı kırarım..." şeklindedir.

yemekler gelir. bu sırada çocukla ilgili olumlu şeyler görmek adına sorular sorulmaya başlanır:

vendetta: ne işle meşgulsunuz?
kuzenin sevgilisi: doktorum ben. sen?
vendetta: (vaahhhyy sen falan, çabuk adapte olduk birbirimize) ben işsizim. uzmanlığınız hangi alanda?
kuzenin sevgilisi: nöroloji. sen ne tarz iş arıyorsun bakayım?
vendetta: (bakayım?) .... (kuzen hatrına susulur, cevap verilmez)
kuzenin sevgilisi: hee bilader? nerelerde çalışabilirsin sen? iş bulamıyosan ben ayarlayım mı sana?
vendetta: (uzun bi sessizlik) teşekkür ederim. benim prensiplerime ters bu tarz şeyler.
kuzenin sevgilisi: kaç yaşındaydın sen?
vendetta: lan bana senli menli konuşma, senin ağzını suratın...
sevgili: (sevgili kişisi ilk kıvılcımları görmüştür, hemen araya girer) hayatım burası çok gürültülü, dışarı çıkıp telefon konuşması yapmam lazım. benimle gelir misin?

dışarı çıkılır. ilk sinir krizi orada geçirilmeye başlanır.

sevgili: hayatım bak sakin ol.
vendetta: lan öldürürüm ben bu bebeyi. kafasını beynini patlatırım.
sevgili: hayatım sonuçta kuzeninin sevgilisi. lütfen o kız için ses çıkarma.
vendetta: lan 1.50 boyuyla senli menli konuştuğuna bak. vursam duvara yapışır, duvara da yapışmaz, seker tekrar bana gelir. ilk defa bir kavgada kendi kendime duvar pası yapmış olurum.
sevgili: gel hayatım bi sigara iç sen şurada, sakinleş.
vendetta: yok yok, bebeyi değil, bununla 3 yılını geçiren kuzenimi dövmem lazım benim.

sigara içilir. biraz daha sakinleşilir. kendi kendine direktifler verilerek tekrar mekana girilir. masaya geçilir:

sevgili: kusura bakmayın. burası çok gürültülüydü.
kuzenin sevgilisi: evet yaa. kahve içmeye daha sakin bir yerlere gidelim. hadi kalkalım hatta.

hesap istenir. hesap benim önüme koyulur. tam hesaba el atılırken (senin gibi garsonun da amk), kuzen hesabı alır ve öder. bu arada eleman hiç oralı değildir. mekandan çıkılır ve kahve içmeye doğru gidilir. bu esnada sevgili sessizce direktifler vermektedir:

sevgili: bak hayatım, orda lütfen bir şey deme çocuğa. sakin olmaya çalış. altı üstü bir saat daha sabredeceksin.
vendetta: lan ne çocuğu yaaa? hayvan gibi adam. tamam boyundan dolayı kedi gibi gözüküyo olabilir, ama sonuçta o da bir hayvandır. hakkını yememek lazım.
sevgili: hayatım tamam bak bir saat kaldı. kuzenin için, benim için sabret.
vendetta: ben öyle doktorun amk. o kadar maaş alıyo, hesabı kıza ödetiyo. karaktersiz puşt.
sevgili: huop! hayatım! asker arkadaşınla konuşmuyorsun. benim yanımda artık küfür etmemeye özen gösterecektin unutma.

kahve içmeye mekana gidilir. ortamda buz gibi bir hava esmektedir. bu arada kuzenden "vendetta, valla neden böyle oldu bende anlamadım. aslında çocuk çok utangaç ve saygılıdır. ama ilk defa benim akrabalarımdan biriyle tanışıyo, ondan heyecanlandı, korktu sanırım" içerikli bir mesaj gelir.

kahveler gelir. yavaş yavaş muhabbet başlar. çocukla diyaloga girilmez. kuzenle ve sevgiliyle sohbet edilmektedir. arkadaş zoruna gitmiş olacak, atar yapar:

kuzenin sevgilisi: yaa benimle neden hiç konuşmuyorsunuz? beni neden dışlıyorsunuz?
kuzen: ahmetcim, ne alakası var? bak hepimiz konuşuyoruz işte.
kuzenin sevgilisi: yaa yok, bu arkadaş beni hiç sevmedi. benle konuşmuyor.
vendetta: evet, sizi hiç sevmedim, sizinle sizin sağlığınızı düşünerek konuşmuyorum. o yüzden şansınızı fazla zorlamayın. saygısızlık konusunda hassasımdır. ayrıca bebe gibi sağa sola ağlamanız da umarım kuzenimin gözünde olumsuz değerlendirilir.
kuzenin sevgilisi: (kuzene dönerek) bak, ben sana tanışmayayım demiştim. aramızı bozacak bu herif.
vendetta: arkadaşım! bak saygısızlık konusunda yeni bir çığır açıyorsun. benim sizin ilişkinize müdahele etmem gibi bir durum söz konusu olmayacak. seninle bir ilişki yaşama gibi aptalca bir fikir benim kuzenimindir ve ben yine saygı duyarım. bana herif falan diye de hitap etme (sadece çocuğun duyabileceği şekilde) senin dalağını sikerim.

ortam gerildikçe gerilmektedir. sevgili kişisi hesabı ister. bu arada sevgilinin diz darbeleri ile ayak uyuşmuştur. hesap gelir. ibne garson hesabı yine benim önüme koyar. hiç oralı olunmaz ve bir umutla beklenir. iş güç sahibi koca doktorun işsiz ve ankaraya misafir olarak gelmiş birine hesap ödetmeyecek kadar görgülü biri olduğu düşünülür. ama beklenen olmaz, sevgili kişisi hesabı ödemek için hareketlenir. sinirle hesap alınır ve ödenir. mekan terk edilir.

evin yolu sinirli bi şekilde tutulur. arkadaştan yeni bir atak gelir:

kuzenin sevgilisi: hadi bira, cips alalım evde film izleyelim.
vendetta: arkadaşım, filmi başka zaman izleyin lütfen. bugün daha fazla atraksiyona gerek yok.
kuzenin sevgilisi: yok ben hem sana kendimi affettireyim. (bir anda samimi bir şekilde koluma girer ve beni markete sokar)
vendetta: arkadaşım senin bana kendini affettirme gibi bir zorunluluğun yok.
kuzenin sevgilisi: (sepete cips atmaktadır) yok olmaz ben ayıp ettim.

cips ve biralar alınır. kasaya gelinir. kasiyer bayan miktarı söyler:

kuzenin sevgilisi: (elini omzuma atarak) hadi sen öde, ben dışarda bekliyorum.

sabrın son noktasında dışarı çıkılır. poşetler sinirden sıkılmaktadır. bu esnada eleman ile sevgili arasındaki diyalog duyulur:

kuzenin sevgilisi: sende amma öküzmüşsün haaa. böyle bir adamla birliktesin.
sevgili: fikirlerinizi kendinize saklayın. siz benim sevdiğim insan hakkında ve şahsım hakkında böyle konuşama...
vendetta: (bir hışımla gelerek) ne dedin lan sen?
kuzenin sevgilisi: çok çağdışı biri olduğundan bahsediyordum sevgiline, tam bi...

bu esnada ilk yumruk atılır. tahmin edildiği gibi elemanın ayakları yerden kesilmiştir. ama yere düştükten sonra sekmemiştir. ayağa kaldırılır, ağzına, burnuna sağlı sollu yumruklar sallanmaya başlanır. ağızdan ve burundan gelen ilk kanlar içe çöken bir ferahlık gibidir. eleman hiç bir şekilde saldırmamakta, efendi efendi dayağını yemektedir. market ahalisi gürültüye çıkar, kavgayı ayırır.

sevgili kişisi ile eve gidilir, bavullar toplanır. ilk otobüs ile bursa yolu tutulur.
şiddet içeren bir hadisedir.

ayrıca

(bkz: serhat)
(bkz: neler)
(bkz: dönmüş)
Kız kuzenin erkek arkadaşını dovmektir. Kızı uzecek birşey yapmışsa mubahtır.
benim de içimin yağları eridi. ellerine sağlık.
insanı rahatlatan bir eylemdir. genelde puşt olur bunlar ve ön yargı konusunda 7-0 geride başlarlar.

hikayeyi okurken benim dövesim geldi lavuğu.