bugün

ergenlik hobisidir.. az da olsa kardeş dövmekten farklıdır.. kardeşi dövdükten sonra insan pişman olur, kuzeni dövünce iyi oldu yavşağa denirdi..

yıl 2000.. bu piçle evin 10 metre ilerisinde dikilip geyik yapıyoruz.. durduk yere yerden taşı alıp kendi evinin penceresine attı.. taş büyük olunca cam da patladı haliyle.. pencereden çıkan annesine direkt beni gösterip 'bu attı' demişti gavat.. içeriden çıkmaya başladılar bizde korktuk kaçtık.. kaçarken yerde duran eski bir elektrik kablosu gözüme ilişti.. yerden alıp, şıraakkk diye patlattım yavşağın ensesine.. sanki tır çarpmış ya da tren yutmuş gibi yere atmıştı kendini.. uçan adam sabri gibi yuvarlanmıştı amk.. büyük ceza kesmiştim...

üzerinden uzun zaman geçse de halen hatırlar gülerim.. güzel günlerdi..
bara gelmediği için sinirlenip
teknede ufak rakıya gömülüp üstüne 4 bira alıp kuzeni basket sahasına indirmeye çalışmaktır o kafayla,
hala yanında amk çocuuu şeklinde edilen küfürler de cabasıdır üstelik. en azından ayıkken dövün bir de 30 yaşımızdayız amk.
yıl 2001.. balkonda oturuyorum.. bu yavşakta bahçeye çıkmış kendi kendine salakça oyunlar oynuyor.. o an çok fena canım sıkılıyor.. ne yapsam diye düşünüyorum.. balkondaki pet şişe gözüme ilişti.. şişenin içine işedim.. tam benimle aynı hizaya geldiğinde kafasına dökücem.. bir türlü gelmiyor hep uzakta oynuyor.. lan gel bir şey dicem diyorum, bir şey vercem süper diyorum yine de gelmiyor.. gitmiş gibi yapıp eğildim, 5 dakika bekledim.. beni unutup tam istediğim yere geldi.. şişedeki bütün sidiği balkondan aşağı kafasına döktüm.. sağa baktı sola baktı, kafasından bir örnek alıp burnuna götürdü.. sidik olduğunu anlayınca başladı çakmaya gavat.. indim aşağı, geldiğimi anlamış girişe çıkmış hemen ayakkabılarını giyiyor.. merdivenlerin ortasından bunun üzerine atlayıp direkt nakavt etmiştim.. o zamanlar tam anlamıyla chaotic evil'mişim amk..
yıl yine 2000.. o zamanlar devamlı oynadığım plastik maketlerden yapılan voltran gibi bir robotum var.. bu piç de onu kıskanıyor.. ben de hep onun gözünün önünde oynuyorum.. ama yine de çok fena sıkılıyorum.. aklıma süper bir fikir gelmişti.. bu tek elini avuç yapıcak, ben de cebimden bozuk parayı çıkarıcam, üç kere havaya atıcam, üçünde de parayı havada yakalarsa robotu sana vericem dicem.. tabii ki robotu vermek gibi bir niyetim yok.. şeytani planım başkaydı.. ilk seferde parayı tutabileceği kadar havaya atıcam, ikinci seferde de parayı tutabileceği kadar havaya atıcam, üçüncü sefer de avuç yaptığı elinin içine tükürücem..

geldi yanıma.. aynen üstteki planı anlattım buna, üç seferde de parayı yakalarsan robot senin dedim.. açtı avucunu gözler faltaşı gibi kocaman oldu amk.. beni bekliyor.. birinci seferde parayı attım tuttu, ikinci seferde de attım tuttu, üçüncü seferde parayı atmak yerine tükürücem.. tam elinin içine nişanlayıp tükürdüğüm an rüzgar esti, tükürük havaya uçtu.. bu malda öyle konsantre olmuş ki.. tükürüğü havada yakaladı amk..

ben tam kötü adam gülüşümü yapacakken aniden üzerime sildi elini.. o sebeble yine dövmüştüm..
yıl 1999.. bizim evde atari oynuyoruz.. iki kol olduğu halde ben bu piçi bekleterek oynatıyorum.. double dragon ya da onun benzeri bir oyun var.. çok zevkli.. bu piçte kaç gündür gelip gidip oyunun kasetini benden istiyor.. ben de vermiyorum haliyle.. bi gün yine çağırdım bunu ben oynuyorum gel sen de izle diye.. oynarken sıkıştım işemeye gidicem.. al dedim kolu ben gelene kadar oyna.. tuvalete gittim geldim bi baktım yavşak gitmiş.. neyse ben oynamaya devam edim dedim.. oyun donmuş.. kaseti çıkartıp takıyorum, atariyi açıp kapatıyorum yok.. bir türlü açılmıyor oyun.. saatlerce uğraştım neden açılmıyor diye.. en sonunda sinirden oyun kasetini alıp duvara attım.. kaset ortadan ikiye açıldı.. gözlerime inanamadım, kasetin içinde disk yok.. piç içindeki diski almış kapağını kapatıp öylece koymuş atarinin içine.. o sinirle gittim bunlara.. baktım yavşak ağzının suyu aka aka double dragon oynuyor.. hem de benim oyun kasetimle.. bunu öyle görür görmez, arkasından tutup yere yatırdım.. kafasına bastım.. kolu aldım yerden, ayağım kafasına basılı halde oyundan tam beş bölüm geçtim.. nefessizlikten boğulacakken yavşağı son an da bıraktım..
yıl 2000.. evin arka tarafında 50 metre kadar boş bir alan var.. orada kuzenle top oynuyoruz.. top oynuyoruz derken o bana atıyor ben ona.. top oynadığımız yerde eski hurda bir araba var.. buna 'at abinin kıllı göğüsüne' dedim.. sözde vole vurcam.. yamuk attı piç, top göğsüme gelmesi gerekirken başımın hizasına geldi, geri çekilip saçma sapan bir vuruş yapmak zorunda kaldım.. top yerden sekip hurda arabanın altına kaçtı.. git al dedim topu ordan.. yok almam dedi.. lan al diyorum yok diyor.. ben gittim almaya.. arabanın altına da daha önceden orospu çocuğunun biri sıçmış.. topu almak için elimi arabanın altına uzattığımda 'löpp' diye ses geldi.. yumuşak bir şey hissettim.. elimi çektim bu ne diye.. elimdekini görmemle kafayı yemem bir oldu.. boku tutmuşum..

bu piç beni öyle görür görmez bastı kahkayı.. hızlı bir deparla aniden yakaladım ve cezasını kestim.. üç gün sağ elimle yemek yemedim, abartıp elimi çamaşır suyuyla bile yıkadığım olmuştu..
Benden 4 yaş küçük erkek kuzenimle her gün oynuyoruz ayağına bildiğin boğuşup, elinden tasolarını alana kadar ağlattığım olaydır. Tabi bu bebe şimdi büyüdü, delikanlı oldu boyu 198 hala gelip, o günleri hatırlatıp "ablaaa gel boğuşalım" demez mi üflese uçacağım sıpa.
akla geldikçe güldüren detayları barındıran, tekrar tekrar güldüren eylemdir..
imkansız olan eylemdir.
10 yaşındayken aynı yaştaki kuzeni bir güzel dövüp, aynı kuzenin 24 yaşında sizin iki katınız olması ve bir sabah nasıl olduysan sizin onu dövdünüz günü hatırlamasıyla gelişen olayları içeren bir versiyonu da vardır ki, pek hoş olmadığına garanti verebilirim.
güncel Önemli Başlıklar