bugün

…Sonra o damlacığı asılıp tutunan birşeye dönüştürdük. Sonra asılıp tutunan şeyi, bir çiğnemlik et parçası haline getirdik. Sonra bir çiğnemlik et parçasını, kemik olarak yarattık. Sonra kemiğe et giydirdik.(Müminun:14)

… Kemiklere de bir bak. Nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra da onlara et giydiriyoruz… (bakara:259)

Tercümede geçen “bir çiğnemlik et” ifadesi, Arapça “mudga” kelimesinin karşılığıdır. Kemiğe giydirilen et vurgulanırken geçen “et” ifadesi ise ayette “lahm” kelimesi ile anlatılır. Bu deyim “taptaze et” gibi eti vurgular. Bu ayrımın altını çizmekte fayda vardır.

Embriyo başlangıçta kemiksiz bir çiğnemlik et formundadır.

Embriyodaki kıkırdak doku, ayette söylendiği gibi sonradan kemikleşmeye başlar.

Yine aynen ayetin söylediği gibi kemikleşme başladıktan daha sonra kas etleri oluşarak kemikleri sarar.

Ayette geçen “lahm” kelimesi kas etleri için kullanılmaktadır.

Kuran’da 1400 yıl önce haber verilen bu oluşum sıralmasından bilim çok yakın döneme dek habersizdi. Bu dönemde kemiklerin ve kasların beraber oluştuğu düşünülüyordu.

Gelişmiş mikroskoplar ve karnın içine giren mikrokameralar icad edilmeden önce kuran bilimden farklı olarak anlatıyordu çocuğun bu gelişimini. Fakat bu teknik cihazlar geliştirildikten sonra anladık ki sıralama aynen embriyo, kemik ve sonra et oluşması imiş.

1400 yıldır yazıyordu ve kuranın Allah katından olduğunun delillerindendir.
önce çamurdan mı kan pıhtısından mı yaratıldı ona karar versek? ya da meni testislerde mi üretiliyor ya da kaburgalarla göbek arası mı?

yok yok, önce neler orucu bozar onun üzerinde anlaşalım.
sözlük olarak sınanıyoruz galiba..

bir geri zekalı iddiası..