bugün

kur'an-ı Kerim içindeki bilimsel gerçeklikler dışında edebi yönüyle de eşsizliğini gösteriyor. Kur'an'ı Kerim şu an itibariyle dünya'nın en zengin dili olarak bilinen arapçanın en üst düzeydeki kitabı. Kuran arapçanın en üst kitabıdır, ve arap edebiyatının ve dilinin temelidir. Arap dili ve edebiyatında olan her şeyi Kur'an'da bulabilirsiniz. 1400 yıl öncesinden böyle bir kitabın, çobanlık yapmış, sonraları ticaretle uğraşmış birinin elinden çıkması imkansız, imkan oranı 0'da 0'dır. Kuran ayetlerin'de de geçen Allah'ın ifade ettiği, (tam bu değil ama Allah'ın anlatmak istediği tam böyle) ''yalanlıyorsanız o surelere benzer bir kaç sure yazın da görelim'' sözleri günümzde de geçerliliğini korumaktadır. hala hiçbir arap edebiyatçı Kur'an'dakine benzer sözleri bir araya getiremiyor. Geçmişte Hz. muhammed'i yalanlayan müşrikler de Allah'ın ayetlerinin büyü olduğunu söylemişlerdi. Kur'an'ı, Türkçe ve herhangi bir dile tercüme bizi bu sebeple ilahi özünden kısmen uzaklaştırır. Allah'ın bizlere vahyetiği gerçekleri anlarız, ancak Allah'ın ilahi sözlerine tam olarak vakıf olamayız; o ahenge, o söz bütünlüğüne, o ilahi sanata... Günümüzün en değme arap edebiyatçıları dahi, 1400 yıl öncesinden yazılmış bu ilahi kitapta tek bir edebi hata bulamıyorlar.
okudum böyle bir güç göremedim.
-bir yazar-
Kuran-ı Kerimin edebi gücünü destekler mahiyetteki diğer bir unsur arapların en asil ve kibarı olan Kureyş lehçesinde, en güzel ve saf bir dille yazılmış olmasıdır.