bugün

naziat suresi 30. ayetten başka pek çok yerde, gecenin gündüzü örtmesi "tekvir" kelimesi ile ifade edilmiştir. arap dili, kelime hazinesi bakımınan oldukça geniş imkanlara sahiptir. bu bakımdan, çevirip kuşatan manasında kullanılan ve bu manaya gelen onlarca kelimeye rağmen "tekvir" kelimesinin kullanılmasıyla bu yuvarlaklık tasvir edilmektedir.

tekvir, yuvarlak bir nesnenin sarılıp sarmalanması anlamındadır. sarık başa tekvir edilir örneğin. sırf bu duruma has bir fiilin olması türkçenin acizliği değildir fakat arapçanın da çok geniş bir ifade alanı bulunması, cenabı mevla nın, son hak kitap olan kuran ı kerim için seçtiği dilin arapça olması boşuna değildir.

onlarca "ay" manasına gelen, yine onlarca "bulut" anlamında kullanlılan, yine sayısız "deve" manasında ya da deveyle ilgili fiil ve isim bulunduran bir dildir arapça.

naziat 30 un diğer ayetler gibi pek çok çevirisi vardır. ve her tercüme subjektif öğeler barındırır. fakat, uzun yıllar, dünyanın şeklinin bilinmemesi, ayette geçen dahv kelimesinin, "döşemek" manasında kullanılmasına sebep olmuştur. ancak sonra farkına varlımıştır ki, aslında "deve kuşu yumurtası" manasında kullanılan ve "iki taraftan basık yuvarlak" anlamına gelen bu kelime dünyanın şeklini bizlere anlatmakta. son meallerin çoğunda bu mana ile verilmektedir.

"Bundan sonra da yeri yayıp yuvarlattı."