bugün

elbette hedef kitlemiz iş adamları falan değil. söz konusu olanlar orta direk diye tabir edilen kitleye mensup ve üniversite okuyan öğrenciler.

yahu ne zaman kredi kartıyla bir şey alsam ezile büzüle alıyorum. içimde hep yetersiz bakiye efendim lafını duyma korkusu var. ama nakit para öyle mi? şak diye kasaya koyup alıyorsunuz istediğinizi.

ha öğrenci değil de maaşı olan biri olsaydım bu korkuyu duymazdım elbet. eskiden veresiye defterleri vardı ve o deftere veresiye yazdırınca bu kadar ezilmiyorduk sanki. yoksa fakir her yerde fakir mi demeli.
göğsünüzü gere gere yapınız. ödeyen de hele sizseniz. neyin ezikliğiymiş.
eziklikten öte saçma bir rahatlık verir kredi kartıyla alışveriş. sanki başkası ödeyecek gibi. ya da parasız veriyolarmış gibi. sakin bir boşlukla ve mutlu bir kararlılıkla yapılır o alışveriş. öyle dendiği gibi sıkıntı yaratmaz.

ta ki ekstre gelene kadar.ekstre gelince de eziklik değildir hissedilen. borcun altında ezilecek olmanın verdiği korkudur. o herkesin bildiği şemsiye hikayesi misali.
(bkz: american express kart kullanan fakir)