bugün

gerçektir. ama iyi bir gerçek midir orası tartışılır.
zaten 20. yy marksistlerinin dünya geneline yayarak kabul ettiği gerçek. lakin bu bir takım zımbırtıların belirttiği üzere ülkücü ve ordu sebebiyle değil, devrim potansiyeline sahip kimselerin bir şekilde düzene entegre olmalarından dolayı.

ülkücüymüş, peh. okumak büyük erdemdir evlat.
dünya üzerindeki en önemli değişimlerin önceki teorilerden beslenerek doğduğunu, bazı değerlerin fikir olarak varolmasının bile dünyaya neler kazandırdığını göremeyecek kadar düz beyinli statüko düşkünlerinin çok zekice zannettiği ve her fırsatta evrenin sırrını açıklıyormuşcasına yinelediği bir tespittir. kendilerine o kadar mantıklı gelir ki bu düşünceleri tersine inanan insanların varlığı bile saçma gelir. siyasi ve ekonomik sistemler yada genel olarak dünya görüşleri televizyon ve ordan burdan duyduklarıyla sınırlı olduğundan çok dikkate almamak, he deyip geçmek daha mantıklı olabilir.
asıl devrimi insan kendi benliğinde yaratır, düzenin dinamiklerine güvenip, götü sağlamda varsayıp ahkam kesmek ise ahmaklıktır.

(bkz: mierda de la cabeza)