bugün

rusça'da yuvarlak şekilli kek türü bir yiyeceğe verilen ad. hatta masalı da var, jili bili diye başlar. hadi anlatayım da tam olsun:

bir zamanlar bir köyde yaşlı bir adam ve yaşlı karısı yaşarmış. yaşlı adma bir gün karısına "karıcığım, lütfen bana kolobok yap da yiyeyim" demiş. kadın da mutfağa gitmiş, un, süt, tereyağı, şeker, yumurta kullanıp kolobok yapmış, sonra fırından çıkarıp soğusun diye pencere pervazına koymuş. bir süre sonra kolobok canlanmış, pervazdan tezgaha, tezgahtan yere, yerden kapıya yuvarlanmış. kapı eşiğinden verandaya, verandadan bahçeye, bahçe kapısından da dışarıya yuvarlanıp, gittikçe gitmiş. böyle giderken yolda bir tavşanla karşılaşmış. tavşan kolobok'a: "kolobok kolobok! seni yiycem!" demiş. kolobok da "tavşan lütfen beni yeme, sana şarkı söyleyeyim" demiş ve başlamış: "benim adım kolobok, kolobok, hamur teknesinden çıktım, sonra mısır unuyla karıştırıldım, maya ile hamur oldum, tereyağında piştim, sonra pervazda soğudum, dede'den kaçtım, nine'den de kaçtım, şimdi de senden kaçacağım" diye şarkısını söylemiş ve kaçmış, tavşan da bakakalmış.

arkası yarın *
ağzında bir şeyler olan eşin, kocasına kılıbık deme çabası sonrası ortaya çıkan sözcük.