bugün

benim de aralarında bulunduğum zeki insanları dahi zorlayabilen stilde bir sınavla yüz yüze kalmaktır. hani zeka testi olsa kolay olacak, test lan! sıksan tutar. ama klasik sınavlar boru gibi olur her zaman için. uğraştırır insanı, bileğini ağrıtır yazı yazmak.

hayatımda tam 3 kere zeka testine girdim. 2 tanesinde zekam normalin çok altında çıktı öbürünün sonucu hiçbir zaman öğrenemedim. 2. sınıftaydık sonucunu öğrenmediğim test yapıldığında. bütün sınıfa uygulamışlardı testi. sınav kağıdına adımı soyadımı yazmayı unutmuşum. öğretmenimiz "o ismini yazmayı unutan gerizekalı kimse onun kağıdığını okumadım" dedi sonuçları açıklamadan önce. herkesin ismi okundu benimki bir türlü okunmadı. son 3 kağıt kala bir heyecan kapladı beni. ve son isim de okununca adını soyadınıı yazmayı unutan gerzonun ben olduğum su yüzüne çıktı. aldırmadım. sonuçta sonuç belli değildi belki çağımızın çok ötesinde bir zeka olduğum anlaşılacaktı o kağıt okunsaydı. muhtemelen böyle olmalıydı. ne bok olduğum belli değildi daha. enseyi karartmadım.

daha sonra girdiğim zeka testlerinde bu ilk tecrübenin acıları beni büyüttüğü için ismimi kağıdın birkaç yerine birkaç defa yazdım. fakat bu seferde sınav soruları beklemediğim yerlerden gelmiş olacak, ne yazık ki geri zekalı çıktım. üst üste 2 sınavda da normal altı zekamla sınıf sonunculuğunu kimseye bırakmamış ve bu başarımın sonucunda velimi okula çağırtmayı başarmıştım ortaokulun o yağmurlu, kasvetli, karanlık, sınıf kokan günlerinde.

babam okula gelip yavrusunun, biriciğinin ebleh olduğunu öğrenince yıkıldı. harab'oldu adamcağız. annem bir yanda ağlıyor, babam öfkeli, sonucu kabullenmek istemiyor, kabullendiği kısa zamanlarda da anneme bağırarak bu gerzekliğimden dayılarımın sorumlu olduğunu tüm mahalleye duyuruyordu. annemin bozuk genleri babamın dedelerinden gelen üstün zekalı genleriyle karışınca benim abuk sabuk zekalı bir şey çıkmıştı ortaya. yoksa babamın dedesi kerrat cetvelini 3 yaşındayken ezberlemiş bir matematik dehasıydı ona göre.

bu durum bana çok dokundu. ailem dağılma noktasına gelmişti benim yüzümden. hem de hiçbir şey yapmamıştım. sadece olduğum gibi olmuştum. ve bu yetmişti. sonra biraz büyüdüm. zekamın normal olmadığını kabullendim. fakat ben üstün zekalı bir insandım. testler sıçmıştı. dünya üzerinde henüz benim zekamı ölçebilecek nitelikte bir test yoktu. çok şişman bir insan düşünün. tartılmak istiyor. tartıya çıkıyor. tartının ibresi saçmalıyor. o kadar ağır ki tartı bozuluyor ve 1 tonluk adamı 24 kg gösteriyor. benim zeka testlerimdeki durumum da buradaki şişman adamın uğradığı akıbetin tıpkısıydı. böyle düşünmemin ardından takip eden matematik sınavından tam 3 almam da nasıl bir deha olduğumun kanıtı değil miydi zaten?