bugün

şu fani dünyada şüphesiz ki en acı veren şey kıymet bilmemek. Gözünüzün önünde olan kişileri ya da hiç bir zaman kaybetmeyeceğinizi düşündüğünüz kişilerin sevgisini görememektir ya da görüpte değerini bilmemektedir.

Aileyi örnek alalım. hep beraber yaşarsınız, ya da hep sizi seveceklerinden emin olduğunuz için gereken önemi onlara göstermezsiniz. sanki onların bir gün uçup gitme ihtimali yokmuş gibi görürsünüz. Ama gün gelir bazı şeyler yitirildiğinde acıların en büyüğünü çekersiniz. kıymetini bilmediğiniz kişileri kaybettikten sonra onlarla sadece 1 dakka konuşmak için ömrünüzü verebilirsiniz. canınız yanar.

arkadaşı örnek alalım. bazı arkadaşlıklar vardır ki artık hep berabersinizdir. her şeyinizi onunla paylaşmışsınızdır. aranızda muhteşem bir dostluk vardır. ama zamanla birbirinizden sıkılırsınız ve koparsınız. o kopma devresinde anlarsınız ki biribiriniz için ne kadar önemlisiniz. o arkadaşınız bir parçanız olduğunu anlarsınız. bazı şeyler için geç olmadan tekrar bir araya gelmek için çaba sarfedersiniz.

sevgiliyi örnek alalım. artık birbirinizi çok iyi tanımaktan sıkılırsınız. yenilik ararsınız. başka tadlar arar dudaklarınız. bunun sadece geçici bir şey olduğunun farkına varıp kendinizi durdurabilirseniz ne ala. fakat bir gün gelip terkettiğiniz veya değerini bilmediğiniz sevgilinizi geri ararsanız, onun dönmeyeceğini bilmelisinizdir. Her koptuğunuzda ona geri dönüyor, her ayrıldığınızda onu özlüyor ve hala akıllanmıyorsanız sona yaklaşıldığını anlamanız gerekir. Bir anlık heycanlar ve zevkler için birbirini üzmektir kıymet bilmemek. sıkıldığını zannedip, gerçekleri görememektir. geç olmadan gözlerimizi açalım.
(bkz: kadir kıymet bilmemek)