bugün

mutluluğu uzaklarda arama, o içinde bir yerde. yeterki bul.
Birgün melekler mutluluğu saklamaya karar vermişler.
Saklayalım, zor bulsunlar. Zor buldukları için belki kıymetini bilirler'' diyerek başlamışlar tartışmaya. Sorun büyükmüş. Mutluluğu saklamak kolay değilmiş çünkü. Kimisi '' Everest'in tepesine saklayalım '' demiş, kimisi '' Atlas Okyanusu'nun dibine'' demiş. Tac Mahal'i.n kubbesi, Mekke sokakları, italyan sofrası, bir hastanenin yeni doğan odası, dondurma külahı, şarap şişesi, sigara paketi, lale bahçesi...
Pek çok yer düşünmüşler ama hiçbiri yeterince zor gelmemiş.
Derken meleklerden biri '' içlerine saklayalım '' demiş. ''Kimsenin aklına gelmez içine bakmak''
işte o gün bugündür mutluluk insanın kendi içinde saklıymış.

demek ki neymiş;insan mutluluğu nerede arayacağını bilmeliymiş...
Kimse aslında tam anlamıyla mutlu değil.

Mutlu sandığımız kişiler bile kalkan olarak kullanır oldu mutluluğu.
Ya da çoğu insan mı demeliyim?

Hep bir bahane, hep bir isteksizlik, hep hep hep.

Mutluluk geliyor ve gidiyor. Üstelik sizi beklemiyor ve ne zaman geri geleceğini de söylemiyor.

Herkes birer katil.
Çokça yazmışımdır mutluluk bu toprakları terk edeli çok oldu diye.