bugün

düşüşte olan bir seyirdir. nihayetinde artık sadece arabaların arka camında kalma kıvamına gelmiştir. şöyle ki:

ulu önderimizin sağ olduğu zamanlarda bile milletin vicdanına tam anlamıyla taalluk etmemiş inkılaplar gazinin vefatı akabinde gittikçe slogan malzemesi olmuştur. lakin kemalizm çok yakın yıllara kadar şiddetini korumuştur. adına darbeler yapılan bu ideoloji ilk aşamalarında başbakan dahi asabilmiştir.

evet bu kadar kudretli ve özgüvenli kemalizm günleri yıllar geçtikçe kan kaybetmiştir. menderes'ten sonra deniz gezmiş maktul olmuş ve eşeğe vuramayan bir nevi semerine vurmuştur. 80 ihtilalinde ise insan öldürebilme kabiliyetini (daha doğrusu cesaret ve gücünü) kaybeden kemalizm sadece hükümeti devirebilmiştir. bunu takip eden 28 şubat süreci ise "sen git, o gelsin" demekten ibaret kalmıştır. yine yakın zamanda internet andıcı olarak hatırlanan olay ise kemalist rejimin müdafii olan paşaların "bakın buraya koyuyoruz gören görsün!" tadında çaresiz bir "biz hala ölmedik" seslenişinden ibarettir.

kemalizm, kemalistlerin adına üzülerek söylemek zorundayım ki kanserli bir hastanın son demlerini yaşamaktadır. bunu anlamak için devrimlerin tarihlerini sorsan eli google'a gidecek olan partizan ergen savunucuları ve alkolik üniversite öğrencilerine göz atmak yeterlidir. böylesine yetersiz bir kitle, böylesine gediği çok olan bir ideolojiyi savunmaktan aciz olduğu içindir ki artık bir noktadan sonra çareyi günümüz başbakanına cumhurbaşkanına ya da genel deyimiyle hükümete küfretmekte yahut cemaatlere kulaktan dolma ispat yoksunu iftiralar atmakta aramaktadırlar. bu bir çaresizlik tezahürüdür. kendi kalesini savunamayan bir takımın faullü oynaması kadar bir çaresizliktir. bu fakirin mesaj kutusu da bu tip hakaret küfür ve sloganlarla doludur efendim.