bugün

hayatının monotonluğundan şikayet ediyordu murat. robot gibi her sabah kalkıp işe gidiyordu, mesaisini bitirdiğinde ise evinin yolunu tutuyordu. çok sıkıcı geliyordu bu hayat ona...

yeni bir soluk arıyordu ama üşengeç bir yapıya sahipti. şikayet etse de yaşadığı hayatı kabullenmişti çünkü alternatifi yoktu. yine de hayatını renklendirecek maceralara asla hayır diyemezdi...

bir gün haberleri izlerken kaybolan ve kendisinden 20 gündür haber alınamayan bir şirket müdürünü gördü. onu düşündü, 20 günlük keyfini hayal etti. iş ortamından uzak, kimsenin ulaşamadığı bir yerde geçirilen 20 gün. kafasındaki ''cennet'' buydu murat'ın...

ve kaybolmaya karar verdi murat. yanına bir para destesi alan murat, gözüne siyah bir ip bağlayarak taksi durağına indi. beni şehirin dışına götür dedi şöföre, çok uzaklara. şöför için sakıncası yoktu bu durumun, uzun mesafeden alacaktı parasını...

saatler süren yolculuğun ardından, nihayet taksici murat'ı arabadan indirmişti. ve artık, gözlerini açma vakti gelmişti murat'ın. kafasında tasavvur ettiği cennete kavuşmuştu artık...

gözlerindeki ipi çıkardı murat. çıkardığı anda ise köyünü gördü. meğersem taksici bizim murat'ın kardeşiymiş, gözleri iple bağlı olan abisi kendisini göremediği için farkedememiş durumu. abisinin bu çılgın isteği karşısında da başına kötü birşey gelmesin diye köyüne bırakmış kardeşceğizi. bizim murat'a da cennet falan yok anlayacağınız...