bugün

- düşüncesinde,
- algılamasında,
- kurgulamasında,
- ve uygulamasında,

vasatlık ve sığlıklar içermesi ile ünlü olan bir zihniyettir. kendisini tam anlamıyla buluşu, rte ile başlar. bu tarihten sonra, kalite açısından olmasa dahi kantite anlamında gözle görülür bir gelişme göstermiş adeta, yeni bir önem ve anlam kazanmıştır.

zihniyeti anlatabilecek kelimeler bulmaya çalışmaktan ziyade, başlı başına bir ekol olan rte'nin özlü sözlerini sıralamak çok daha açıklayıcı olacaktır;

bir köylü vatandaşa hitaben;

" ananı da al! git. "

yoksulluktan şikayetçi memura hitaben;

" sofrandaki zeytini iki lokmada ye!.."

ulusalcılar*'ı küçümsemek adına;

" gavur izmir..." ve ardından " türbanda söz hakkı ulemanındır."

bir panelde;

" ben, ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim."

şüphesiz ki, iktidar olan bir siyasi parti ve onun lideri; icraat yöntemlerini ve yatırım önceliklerini belirlemek hakkına sahiptir. ama kullanılan üslup devlet adamına yakışır olmaktan ziyade halk ağzına yaklaşırsa; devlet de ona paralel olarak avamlaşmaya başlar ki, bu durum; kimilerinin savunduğu gibi halka hitap edebilme becerisi değil;

- düpedüz sığlaşmadır.